"للأشخاص" - Translation from Arabic to Turkish

    • insanlara
        
    • insanlar
        
    • insanların
        
    • insanları
        
    • kişilere
        
    • kişiler
        
    • adamlara
        
    • kişilerin
        
    • insanlarla
        
    • insanlardan
        
    Düğüne gelip, seni tebrik etmesini istediğin insanlara verilen şey. Open Subtitles انها دعوه للأشخاص الذين تريدين ان يحضرو للزفاف و يهنئونك
    Birisi uçağı havaya uçuran insanlara para aktarmışım gibi göstermiş. Open Subtitles أحدهم جعلها تبدو وكأنني نقلت النقود للأشخاص الذين فجروا الطائرة
    Normal insanlar için dostum. Neden yeteneklerine lanet gibi davranıyorsun? Open Subtitles للأشخاص العاديين، لماذا تتعامل مع قدراتك كما لو كانت لعنة
    Hayaletli CD'leri olan insanlar için ekspres kasa falan olması lazım. Open Subtitles يجب أن يكون هناك خط ساخن للأشخاص المطاردين من أقراص مضغوطة
    Tanıdıkları insanların ilginç hayatları hakkında ufak sırları değiş tokuş etmektir. Open Subtitles تبادل حكاياتٍ نصف مثيره تتعلق بالحياة النص مثيره للأشخاص الذين يعرفونه
    Konuşamayan engelli insanların doğala benzeyen bir sesle konuşmasını sağlıyor. Open Subtitles يسمح للأشخاص المعاقين الذين لا يستطيعون التحدث بالكلام بطريقة طبيعية.
    Muhteşem olan piyano devresini insanlara verdiğinizde ortaya neler çıktığı. TED الرائع الذي يحدث عندما تعطي دائرة البيانو الكهربية للأشخاص.
    bu aşamaya zehirlilik kontrolü denir ve 1. Aşama olarak adlandırılır, bu aşamada ilaç, sağlıklı insanlara verilir TED خلال هذا الطور, تقوم بإعطاء الدواء للأشخاص أصحاء لترئ ما إذا كان الدواء ضارا بهم.
    Bilirsiniz, orduda başkalarının kazanabilmesi için kendilerini feda etmeye istekli insanlara madalya veriyorlar. TED أتعلمون، في الجيش، يمنحون ميداليات للأشخاص المستعدين للتضحية بأنفسهم، لكي يفوز الآخرون.
    Şimdi bu gelenek Latin asıllı ve siyahi insanlara ait ve bunu kullanıyorlar. TED والآن، تنتمي التقاليد للأشخاص السمر والسود، ويستخدمونه.
    Ve aslında, siyasi düşüncelerimiz diğer insanlara bakış açımızı etkiler buna politikacılar da dahildir. TED وفي الواقع، يمكن لمعتقداتنا السياسية أيضًا أن تؤثر في طريقة رؤيتنا للأشخاص الآخرين، بما في ذلك السياسيون.
    Bir gün, tekno müzik dinleyen insanlar için bir tedavi bulunacağını umuyorum. Open Subtitles وفي إحدى الأيام تمنيت الحصول على علاج للأشخاص الذين يستمعون إلى التكنو
    Ölmekte olan insanlar için hayatın gerçekte nasıl olduğunu birinin söylemesi gerek. Open Subtitles لابد لشخص ما أن يقول بماذا تمثل الحياة الآن للأشخاص الذين يموتون
    Ölmekte olan insanlar için hayatın gerçekte nasıl olduğunu birinin söylemesi gerek. Open Subtitles لابد لشخص ما أن يقول بماذا تمثل الحياة الآن للأشخاص الذين يموتون
    Ama diğer insanlar kadar iyi görünümlü olmadığım için hep içime kapanıktım. Open Subtitles كنت مُدرك دائما أنني لست .. كما تعلمين حسن المظهر للأشخاص الآخرين.
    İnsanların bizzat bizim gemimizden böyle bir mesajı aldıklarını düşünsene? Open Subtitles بالنسبة للأشخاص اللذين حصلوا على رسالة مثل هذه من سفينتنا؟
    O pislik, yaşayan insanların eşyalarını alıyor. Niye yapsın ki bunu? Open Subtitles ذلك الوغد، لديه ممتلكاتٌ للأشخاص الذين لا يزالونَ يعيشون، لماذا برأيك؟
    Yardımlaşma çabasında, afetten etkilenen insanların tam katılımını sağlamak her zaman için ulaşılamaz bir ülkü olmuştur. TED دائما ما كان مثاليا وبعيد المنال ضمان المشاركة الكاملة للأشخاص المتضررين من الكوارث في الجهود الإنسانية.
    bütün yapmamız gereken aslında yardım ediyor olmamız gereken insanları dinlemek, onları karar mekanizmasının bir parçası haline getirmek, ve sonra tabi ki, uymak. TED كل ما علينا فعله هو الإصغاء للأشخاص الذين من المفترض أن نساعدهم لجعلهم جزءا من عملية اتخاذ القرار ثم بالطبع ليتأقلموا.
    Sadece Honey değil, maymunların çoğu daha fazla veren kişilere gitti. TED ولكن ليس فقط هني، معظم القرود ذهبت للأشخاص الذين يمنحوهم أكثر.
    Şimdilik. Son iki yıldır adına çalıştığımız kişiler için işler pek yolunda gitmedi. Open Subtitles حتى الآن ، العامين الأخيرين لم نكُن ودودين للأشخاص الذين كُنا نعمل لصالحهم
    Ama o da dengesiz adamlara ilgi duyuyordu belli ki, bu da harikaydı. Open Subtitles و لكن كان من الواضح أنها مُنجذبة للأشخاص الغير مستقرين, وهذا كان مثالياً
    Benim takımımda takım oyuncusu gibi olmayan kişilerin yeri yoktur. Open Subtitles ليس هناك مكان للأشخاص الذين لا يستطيعون الانتماء لفريقهم في فريقي
    İnsanlar bunu gördüklerinde umuyorum ki kaldırım ve çadırlarda yaşayan insanlarla empati kuracaklar ve neden kamu alanlarımız bizi empati kurmaya ve bu insanları barındırmaya başlamasın? TED وعندما يرى الناس ذلك، آمَل، أن سيكون لديهم تعاطف للأشخاص تحت الطرق السريعة والخيام، ولماذا لا يُمكن للأماكننا العامة أن تأويهم وتجبرنا على أن نكون متعاطفين؟
    Bundan sorumlu olan insanlardan hesap sorulmasını istiyorum. Open Subtitles فقط أريد للأشخاص المسؤولين عن هذا أن يتحملوا التّبِعات القانونية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more