Düğüne gelip, seni tebrik etmesini istediğin insanlara verilen şey. | Open Subtitles | انها دعوه للأشخاص الذين تريدين ان يحضرو للزفاف و يهنئونك |
Birisi uçağı havaya uçuran insanlara para aktarmışım gibi göstermiş. | Open Subtitles | أحدهم جعلها تبدو وكأنني نقلت النقود للأشخاص الذين فجروا الطائرة |
Normal insanlar için dostum. Neden yeteneklerine lanet gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | للأشخاص العاديين، لماذا تتعامل مع قدراتك كما لو كانت لعنة |
Hayaletli CD'leri olan insanlar için ekspres kasa falan olması lazım. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك خط ساخن للأشخاص المطاردين من أقراص مضغوطة |
Tanıdıkları insanların ilginç hayatları hakkında ufak sırları değiş tokuş etmektir. | Open Subtitles | تبادل حكاياتٍ نصف مثيره تتعلق بالحياة النص مثيره للأشخاص الذين يعرفونه |
Konuşamayan engelli insanların doğala benzeyen bir sesle konuşmasını sağlıyor. | Open Subtitles | يسمح للأشخاص المعاقين الذين لا يستطيعون التحدث بالكلام بطريقة طبيعية. |
Muhteşem olan piyano devresini insanlara verdiğinizde ortaya neler çıktığı. | TED | الرائع الذي يحدث عندما تعطي دائرة البيانو الكهربية للأشخاص. |
bu aşamaya zehirlilik kontrolü denir ve 1. Aşama olarak adlandırılır, bu aşamada ilaç, sağlıklı insanlara verilir | TED | خلال هذا الطور, تقوم بإعطاء الدواء للأشخاص أصحاء لترئ ما إذا كان الدواء ضارا بهم. |
Bilirsiniz, orduda başkalarının kazanabilmesi için kendilerini feda etmeye istekli insanlara madalya veriyorlar. | TED | أتعلمون، في الجيش، يمنحون ميداليات للأشخاص المستعدين للتضحية بأنفسهم، لكي يفوز الآخرون. |
Şimdi bu gelenek Latin asıllı ve siyahi insanlara ait ve bunu kullanıyorlar. | TED | والآن، تنتمي التقاليد للأشخاص السمر والسود، ويستخدمونه. |
Ve aslında, siyasi düşüncelerimiz diğer insanlara bakış açımızı etkiler buna politikacılar da dahildir. | TED | وفي الواقع، يمكن لمعتقداتنا السياسية أيضًا أن تؤثر في طريقة رؤيتنا للأشخاص الآخرين، بما في ذلك السياسيون. |
Bir gün, tekno müzik dinleyen insanlar için bir tedavi bulunacağını umuyorum. | Open Subtitles | وفي إحدى الأيام تمنيت الحصول على علاج للأشخاص الذين يستمعون إلى التكنو |
Ölmekte olan insanlar için hayatın gerçekte nasıl olduğunu birinin söylemesi gerek. | Open Subtitles | لابد لشخص ما أن يقول بماذا تمثل الحياة الآن للأشخاص الذين يموتون |
Ölmekte olan insanlar için hayatın gerçekte nasıl olduğunu birinin söylemesi gerek. | Open Subtitles | لابد لشخص ما أن يقول بماذا تمثل الحياة الآن للأشخاص الذين يموتون |
Ama diğer insanlar kadar iyi görünümlü olmadığım için hep içime kapanıktım. | Open Subtitles | كنت مُدرك دائما أنني لست .. كما تعلمين حسن المظهر للأشخاص الآخرين. |
İnsanların bizzat bizim gemimizden böyle bir mesajı aldıklarını düşünsene? | Open Subtitles | بالنسبة للأشخاص اللذين حصلوا على رسالة مثل هذه من سفينتنا؟ |
O pislik, yaşayan insanların eşyalarını alıyor. Niye yapsın ki bunu? | Open Subtitles | ذلك الوغد، لديه ممتلكاتٌ للأشخاص الذين لا يزالونَ يعيشون، لماذا برأيك؟ |
Yardımlaşma çabasında, afetten etkilenen insanların tam katılımını sağlamak her zaman için ulaşılamaz bir ülkü olmuştur. | TED | دائما ما كان مثاليا وبعيد المنال ضمان المشاركة الكاملة للأشخاص المتضررين من الكوارث في الجهود الإنسانية. |
bütün yapmamız gereken aslında yardım ediyor olmamız gereken insanları dinlemek, onları karar mekanizmasının bir parçası haline getirmek, ve sonra tabi ki, uymak. | TED | كل ما علينا فعله هو الإصغاء للأشخاص الذين من المفترض أن نساعدهم لجعلهم جزءا من عملية اتخاذ القرار ثم بالطبع ليتأقلموا. |
Sadece Honey değil, maymunların çoğu daha fazla veren kişilere gitti. | TED | ولكن ليس فقط هني، معظم القرود ذهبت للأشخاص الذين يمنحوهم أكثر. |
Şimdilik. Son iki yıldır adına çalıştığımız kişiler için işler pek yolunda gitmedi. | Open Subtitles | حتى الآن ، العامين الأخيرين لم نكُن ودودين للأشخاص الذين كُنا نعمل لصالحهم |
Ama o da dengesiz adamlara ilgi duyuyordu belli ki, bu da harikaydı. | Open Subtitles | و لكن كان من الواضح أنها مُنجذبة للأشخاص الغير مستقرين, وهذا كان مثالياً |
Benim takımımda takım oyuncusu gibi olmayan kişilerin yeri yoktur. | Open Subtitles | ليس هناك مكان للأشخاص الذين لا يستطيعون الانتماء لفريقهم في فريقي |
İnsanlar bunu gördüklerinde umuyorum ki kaldırım ve çadırlarda yaşayan insanlarla empati kuracaklar ve neden kamu alanlarımız bizi empati kurmaya ve bu insanları barındırmaya başlamasın? | TED | وعندما يرى الناس ذلك، آمَل، أن سيكون لديهم تعاطف للأشخاص تحت الطرق السريعة والخيام، ولماذا لا يُمكن للأماكننا العامة أن تأويهم وتجبرنا على أن نكون متعاطفين؟ |
Bundan sorumlu olan insanlardan hesap sorulmasını istiyorum. | Open Subtitles | فقط أريد للأشخاص المسؤولين عن هذا أن يتحملوا التّبِعات القانونية |