Dava çözülecek, çünkü siz buradasınız kanıtları dinlemeye ve kararını vermeye hazırsınız. | Open Subtitles | هي حقيقة وجودك هناك وأنت مستعد للإنصات إلى الأدلة ومستعد لتحكم |
Söyleyecek bir şeyleri olmasa bile, çocuklarını dinlemeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تكون مستعداً للإنصات الى اولادك, حتى إن لم يكن عندهم شىء لقوله. |
Söyleyecek bir şeyleri olmasa bile, çocuklarını dinlemeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | يجب ان تكون مستعداً للإنصات الى اولادك, حتى إن لم يكن عندهم شىء لقوله. |
Az yargılayan, daha çok kabullenen, dinlemeye hazır. | Open Subtitles | أقل نقادية و أكثر قبولاً و قابلية للإنصات |
Etrafta dinleyecek kadar umutsuz olan bir sürü insan var. | Open Subtitles | هُناك العديد من الأشخاص بالخارج اليائسين كفاية للإنصات إليه. |
Belki de büyükbabanın beklediği şey dinlemeye hazır olmandır. | Open Subtitles | ربما يكون جدك منظراً لحين تكون مستعداً للإنصات |
Az yargılayan, daha çok kabullenen, dinlemeye hazır. | Open Subtitles | أقل نقادية و أكثر قبولاً و قابلية للإنصات |
Hayatına başka bir kadın girmediyse bile kadınları dinlemeye alışık biri değil. | Open Subtitles | حتى لو لم يعاشر نساء أخريات، لم يتعوّد للإنصات لمرأة. |
Teklifini yap, dinlemeye hazırım. | Open Subtitles | أعطنى عرضاً وأنا مستعدّ للإنصات |
dinlemeye hazır olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يجب أن أكون مستعداً للإنصات |
Böyle dediyse seni dinlemeye niyetlidir. | Open Subtitles | إن قال ذلك, فهو مستعد للإنصات. |
Onunla görüşüp, onu dinlemeye istekli olduğun için. | Open Subtitles | معه و إستعداده للإنصات له |
Peki ben dinlemeye hazır mıyım Doktor Jones? | Open Subtitles | أأنا مستعد للإنصات دكتورة (جونز)؟ |
- Buraya bir şeyleri dinlemeye gelirim. | Open Subtitles | -آتي إلى هُنا للإنصات . |
- Buraya bir şeyleri dinlemeye gelirim. | Open Subtitles | -آتي إلى هُنا للإنصات . |
Sen şu an beni dinleyecek durumda değilsin. | Open Subtitles | من الواضح أنكَ لستَ مستعدٌ للإنصات لي الآن. |
Burada dikilip bunları dinleyecek değilim. | Open Subtitles | حسناً، سأكون لعيناً إن وقفت هنا للإنصات إليه |