İnsanlar onu sıradan bir sözcük veya bir hakaret olarak kullanıyorlar. | TED | يتخدمها الناس وكأنها مجرد كلمات عابرة أو طريق للإهانة. |
Eğer hem saldırılıp hem hakaret edileceksem gidiyorum. Pekala. | Open Subtitles | سوف أتعرض للإهانة فوق الإعتداء أعتقد بأنني سأذهب |
tamam ben buraya hakaret dinlemeye gelmedim. | Open Subtitles | حسنا, أنا لم أحضر هنا كي أتعرض للإهانة. |
Ve manastırın başkeşişinden, edilen hakarete kendi karşılık başını sunmasını istedi. | Open Subtitles | ومطالبا بمثول رئيس المعبد أمامه ليهدي إلى باي ماي رقبة ذلك الكاهن كرد للإهانة التي تعرض لها |
Hiç böyle hakarete uğramadım. | Open Subtitles | ولم أتعرض للإهانة بهذا الشكل |
Buraya hakaret edilmeye gelmedim. | Open Subtitles | حسنٌ، لم آتي إلى هنا للتعرض للإهانة |
hakaret dinlemek için mi? | Open Subtitles | لكيّ أتعرّض للإهانة |
hakaret etmenize gerek yoktu. | Open Subtitles | لا أحتاج للإهانة |
Bu resmen hakaret! | Open Subtitles | يا للإهانة! |
Burada abin hakarete maruz kalıyor! | Open Subtitles | أخاك هو الذي يتعرض للإهانة |
Bu olayın sonucu olarak, söylemek istediklerini söyleme hakkına sahip olduklarına inanan Batılılarla, hakarete uğramama hakkına sahip olduklarına inanan Müslümanlar arasında köklü görüş farklılıkları ortaya çıkmıştır. | Open Subtitles | ما فعلته هذه المسألة برمتها هو انها سلطت الضوء على إختلاف جوهرى فى وجهات النظر بين من هم في الغرب والذين يعتقدون بأن لديهم الحق لقول ما يريدون قوله والمسلمين الذين يعتقدون أن لديهم الحق في عدم التعرض للإهانة |