Dünyada yaklaşık 1 milyar insan hayvanlardan alınan ana protein kaynağı olarak balıklara bağımlı. | TED | وتقريباً مليار شخص حول العالم يعتمد على الأسماك كمصدر رئيسي للبروتين الحيواني. |
Hâlihazırda denizlerimiz, hayvan protein kaynaklarının ana kısmını oluşturuyor. | TED | تلعب المحيطات حالياً دور المزود الأساسي للبروتين الحيواني |
Dünya'daki 3 milyar insan için deniz mahsulleri, önemli bir protein ve besin kaynak sağlıyor. | TED | بالنسبة لـ 3 بليون شخصٍ حول العالم، تشكل الأطعمة البحرية مصدرًا هامًا للبروتين والتغذية. |
- Proteine ihtiyacımız var. - Fasulye de protein. | Open Subtitles | ــ تحتوي على البروتين، نحتاج للبروتين ــ الفول به بروتين |
Bir milyar insan ihtiyaç duydukları hayvansal proteinin ana kaynağı olarak balıklardan besleniyor. | TED | بليون انسان يعتمدون على الاسماك كمصدر رئيسي للبروتين الحيواني. |
Oraya gittim çünkü Japon’lar onları yakalamak istiyordu Ve onları son moda golf eldivenlerine, protein ve yağa dönüştürmek istiyorlardı. | TED | و قد ذهبت هناك لإن اليابانين أرادو البدء في قتلهم و تحويلهم إلى خط ازياء رفيع لقفازات الجولف زصدر للبروتين و الزيت |
Her şey hücrede başlar. Hücre, protein üretme makinesidir. | Open Subtitles | إن كل شيء يبدأ في الخلية , فالخلية تعتبر آلة منتجة للبروتين |
Yaşlanma düzensiz protein üretiminin sonucudur. | Open Subtitles | إن كل شيخوختنا هي نتيجة الانتاج الغير صحيح للبروتين |
Serebral omurilik sıvısındaki protein seviyesi çok yüksekti. | Open Subtitles | لأنه كان يعاني من إرتفاع للبروتين في سائله النخاعي. |
Besin zincirinin en üstündeki her yırtıcı için değerli bir protein kaynağıdırlar. | Open Subtitles | إنه مصدر ثمين للبروتين لكل مفترس في قمة السلسلة الغذائية |
Aslında soya temelli bir protein üzerinde çalıştıklarını duymuştum. | Open Subtitles | جيد ,فىالواقع ,لقد سمعت أنهم يعملون على فول الصويا للبروتين |
Bu yönergeler günde üç öğün süt ürünü tavsiye ediyor ve et hala öncelikli protein kaynağı. | Open Subtitles | نصحت هذه الدلائل بـ ثلاث وجبات من منتجات الألبان في اليوم، و لا تزال اللحوم المصدر الرئيسي للبروتين. |
Nazi zombilerinin seni yemek istemelerinin tek sebebi protein ihtiyaçları değil. | Open Subtitles | الزومبي النازيّون لا يريدون اكلك. بمجرد انهم يتلهثّون للبروتين. |
Deniz ürünleri, tüm dünya popülasyonunun protein ihtiyacının yüzde ellisini karşılıyor. | Open Subtitles | مُزودا ً المصدر الرئيسي للبروتين لنصف سكان العالم تقريبا ً. |
Yeşil taraf, fiziksel taraf, mitokondriyal protein alımında %1.5'ı geçmeyen bir artıştan başka bir şey değildir. | Open Subtitles | القرص الأخضر، الجانب البدني، لا يمنح سوى 1.5 بالمائة زيادة في معدّل إمتصاص متقدّراتك للبروتين. |
Geri dönüşümü yapılan Klonlar, ucuz protein kaynağı. | Open Subtitles | إعادة التصنيع، أصحاب المصانع .يعتبرونها مصدر رخيص للبروتين |
Meyve diyetini bırakın. Proteine ihtiyacınız var. | Open Subtitles | حسنا توقفي عن تلك الحمية جسمك يحتاج للبروتين |
Sıvıdaki Proteine karşı nadir bir tepkidir. | Open Subtitles | نعم ، انها رد فعل نادرة للبروتين في السائل |
Evet, protein. Vücudunun Proteine ihtiyacı var. | Open Subtitles | نعم انه بروتين جسمك كان في حاجة للبروتين |
Ve bu bize üç boyutlu proteinin somut bir modelini ve nasıl kıvrıldığını, tüm geometrik inceliklerini verir. | TED | وهذا يعطينا نموذجا ملموسا للبروتين الثلاثيّ الأبعاد وكيفيّة انطوائه وكلّ التعقيدات الهندسيّة الرياضيّة. |
O zamana kadar sen de ölürsün, proteini de seni yiyerek alırım. | Open Subtitles | حينها، ستكون ميتة، ويمكن أن أستخدم بقاياك كمصدر للبروتين. |