Miami'ye Lebron James ve Gloria Estefan ile takılmak için gidiyorum, sürtükler. | Open Subtitles | أنا سأذهب لميامي أيها الحمقاء للتسكع مع ليبرون جيمس , وغلوريا ستيفان |
Hayır. Raj ve ben, gececilerle takılmak için Hollywood'da bir Gotik kulübüne gideceğiz. | Open Subtitles | لا, سأذهب أنا و راج إلى ناد ليلي للقوطيين في هوليوود للتسكع مع ساكني الليل |
- Ben de bu Noel hep birlikte takılmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أتطلع للتسكع معكم يا شباب في عيد الميلاد |
'Bilirsin dışarda takılmaya pek fırsatım olmuyor ve.. | Open Subtitles | لأننا لم نحظ بفرصة من قبل . . للتسكع معاً و |
- Oyalanacak zamanım yok. | Open Subtitles | . وليس لدىَّ وقت للتسكع معك |
Dışarıda takılalım diye planlar yaptın, ve benim tek yaptığım Maya'yı aramak oldu. | Open Subtitles | هل وضعتي مخططات لنا للتسكع معا وكل شيء اردته هو البحث عن مايا |
İçeriye gelip biraz takılsana. | Open Subtitles | لماذا لا تأتي للتسكع معنا لدقائق |
Eğer subyancı olsaydım, takılacağım yer orası olurdu. | Open Subtitles | إنه المكان المناسب للتسكع إن اشتهيت الأطفال |
Takılmak ya da başka birini bulana kadar çıkmak için mi? | Open Subtitles | للتسكع مع بعض او للتواعد حتى ياتي رجل اخر وتواعدينه ؟ |
- Kardeşinle takılmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لست الطباخ بورادي أنا فقط أتطلع للتسكع قليلا مع أختك |
Annem haftasonu için teyzemi ziyarete gitti ben de siz moronlarla takılmak için boş kaldım. | Open Subtitles | انها تزور خالتي حتى نهايه الاسبوع لذلك انا متفرغ للتسكع معاكم ايها الحمقى |
Bu tarz adamlarla takılmak için savaşmadım ben. | Open Subtitles | أنـا لم أقاتل في الحرب للتسكع مع رجال مثل هؤلاء |
İyi haber şu ki, bu akşam takılmak için müsaitim. | Open Subtitles | تعلم الخبر الجيد هنا هو أنني متوفر الليلة للتسكع |
takılmak için içeri çağırdı, biz de biraz içtik, muhabbet ettik. | Open Subtitles | قام بدعوتي للتسكع معه إذا بدأنا بالشرب , تبادلنا بعض اطراف الحديث |
Aslına bakarsan seninle takılmayı özlemişim. | Open Subtitles | في الحقيقية، إشتقت للتسكع معك، |
Gerçekten sadece seninle takılmayı özlüyorum demek istedim. | Open Subtitles | أنا أقصد أنني أشتاق للتسكع معك |
Buraya takılmaya, garip dersler almaya ve ahlak maddemin izin verdiği derece sağlıklı parti yapmaya geldim. | Open Subtitles | أنا هنا للتسكع و التسجيل بصفوف غريبه و الإحتفال إلى المدى الذي يسمح به بند الأخلاق بعقدي |
Ama başka bir Sam bulana kadar, seninle takılmaya hazırım. | Open Subtitles | لكن إلى حين تجد سام أخرى سأكون متاحا للتسكع |
- Oyalanacak zamanım yok. | Open Subtitles | . وليس لدىَّ وقت للتسكع معك |
Oyalanacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا وقت للتسكع |
Siz arada bir gelin de beraber takılalım. Şerefli Gurkin'i de getirin. | Open Subtitles | يجب عليكم ان تحضروا للتسكع بعض الاوقات احضروا جيركين المحترم |
Gidip onunla takılsana. | Open Subtitles | اذهب للتسكع معه |
Birkaç komedyenle takılacağım. | Open Subtitles | انا ذاهبة للتسكع مع بعض الكوميديان |
Bu yüzden gezintiye çıkmak için uygun bir yer değil. | Open Subtitles | لذلك فإنه ليس المكان المناسب للتسكع فيه. |
Maceracılık oyun değildir. Kafayı bulmak istiyorsan, git o keş arkadaşlarınla takıl. | Open Subtitles | التسلّل ليس لعبة، إن أردت الانتشاء إذهب للتسكع مع أصدقاءك متعاطي المخدرات. |
Biz başka yere gidip biraz takılacağız. | Open Subtitles | سنذهب لمكان آخر للتسكع |