Ama şimdi, o paraya kendimi onlardan kurtarmak için ihtiyacım var. | Open Subtitles | ولكن الآن، إحتاج لمال دافعي الضرائب لمساعدتي للتصدي لـ دافعي الضرائب |
Ben bir kulak cerrahıyım ve tüm dünyada partnerlerimle birlikte duyma kaybı önlenmesi için yeni yöntemler üzerinde çalışıyorum. | TED | أنا جراحة أذن وأعمل مع شركاء عبر العالم على طرق جديدة للتصدي لمشكلة فقدان السمع. |
Onlara karşı savunmak için, bazılarını birbirine bağlayarak ve güçlendirerek, İmparator öncülleri tarafından inşa edilen küçük duvarları genişletti. | TED | للتصدي لهم الإمبرطور قام بتوسيع الجدران الصغيرة التي تم بنائها من قبل أسلافه بربط بعضها و تحصين أخرى. |
Ve bence, bunu ele almak için, psikoloji, pazarlama ve sanatı birleştirmeliyiz. Bunu gördük. | TED | وأعتقد للتصدي لها ، نحن بحاجة إلى الجمع بين علم النفس ، التسويق ، الفن ، وشاهدنا ذلك. |
Gelecek seçimlerde yaşını unutturmak için mi? | Open Subtitles | هل هذا معد للتصدي لمسالة سن المرشح في الانتخابات القادمه؟ |
Fakat Bay Walker'ın şartlı tahliye gerekçesi için yanıtlaması gereken sorular gibi bazı pürüzler var. | Open Subtitles | لكنه لا يملك حتى الآن للتصدي لانتهاكات الاختبار. |
Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor; iklim bilimi hakkında hazırdaki tartışmaların ilerisine gitmeli; çözümleri paylaşmalı; açık bir kaple doğruları konuşmalı; iklim değişikliğinin üzerine gitmek için bunu öğretmeliyiz, bizler cinsiyet eşitliğini bir gerçek haline getirmeliyiz. | TED | تجاوز المناقشات المصنعة حول علم المناخ ، وتبادل الحلول ، وق ول الحقيقة بقلب مكسور ومفتوح. علّمي ولكن للتصدي لتغير المناخ ، يجب علينا أن نجعل المساواة بين الجنسين حقيقة واقعة. وفي مواجهة التحدي الذي يبدو مستحيلا, تشكل |
Ben öldürmek için araç sağlarım. | Open Subtitles | يمكنني إعطاؤك الأسلحة للتصدي له |
Ama hâlâ domuz gribi için hiç açılmamış 20 milyon Tamiflu iğnemiz var. | Open Subtitles | ولكن مازال لدينا 20 مليون جرعة لقاح "تاميفلو" للتصدي لانفلونزا الخنازير، التي لم تضرب أبداً |
Onu yakalamak için takımı göndereceğiz. | Open Subtitles | سنرسل الفريق للخارج للتصدي له. |
Yani muhakkak eğer bir patent havuzu askeri uçakların üretiminin hızlandırılması için kurulabiliyorsa, biz de benzer bir şeyi HIV / AIDS salgınıyla başa çıkmak için kullanabiliriz. | TED | لذلك وبالتأكيد إذا تم إنشاء تجمُع لبراءات الإختراع لتكثيف إنتاج الطائرات الحربية ، فيجب أن نكون قادرين لعمل شئ مشابه للتصدي لوباء تقص المناعة المكتسبة/الإيدز. |
Bu motor; uluslararası bankacılık sistemimiz, anonim paravan şirketler problemi, büyük petrol, gaz ve maden icraatlarına... ...sağladığımız gizlilik... ...ve hepsinden öte politikacılarımızın kendi retoriklerinin arkasından durmak... ...ve bu meseleyi çözmek için gerçekten anlamlı ve sistematik bir şeyler yapmak... ...konusundaki başarısızlıkları tarafından çalıştırılmaktadır. | TED | هذا المحرك، حسنا، أنها دفعت بنظامنا المصرفي الدولي، بمشكلة شركات شل المجهول، ومن السرية التي أتاحت لنا كبيرة للنفط والغاز والتعدين عمليات، والأهم من ذلك كله، بفشل ساستنا لإجراء نسخ احتياطي خطابهم والقيام بشيء ما مجدية حقاً والمنهجية للتصدي لهذه الأشياء. |
Svennson müdahale için geliyor.. | Open Subtitles | سفينسن يخرج للتصدي |
Kumları temizlemek için hiç kimse yoktu. | Open Subtitles | لا أحد للتصدي للرمال |
Orada Keaton muhabbetinde beni dizginlediğin için sağ ol. | Open Subtitles | (يتوجب علىّ شكرك للتصدي لي هُناك مع (كيتون |
Svennson müdahale için geliyor.. | Open Subtitles | سفينسن يخرج للتصدي |
Biz de saldırılarına karşılık verebilmen için Mach 5'te değişiklikler yaptık. | Open Subtitles | لذا قمنا بتعديل الـ(ماك 5 ... ) للتصدي لهجماتهم. |
Clark'ın neden uzaylılar ile savaşmak için sizi terk ettiğini bilmiyorum ama bu işte hepimiz birlikte değil miyiz? | Open Subtitles | قرار (كلارك) للتصدي لعدونا لوحده لا أفهمه. وربّما تظنون أنّه تخلّى عن القضية أو ما شابه. لكنّ بحقّ الله عليكم، ألسنا في هذا الأمر معاً؟ |
Sandman'den korunmak için. | Open Subtitles | للتصدي لـ "رجل الرمل" |
- Önlerini kesmek için geç kaldık. | Open Subtitles | -متأخر كثيراً للتصدي لهم . |