"للتصرف" - Translation from Arabic to Turkish

    • davranmaya
        
    • hareket
        
    • davranma
        
    • kullanımlık
        
    • harekete geçmek için
        
    • davranabileceğin
        
    Benim hasta olduğum, dedikodusunu yapmaktan ölmüşüm gibi davranmaya geçtiniz. Open Subtitles لقد انتقلتم من التكهن بأنني مريض للتصرف و كأنني ميت
    Yani kıçını odana çekip, son otuz yıldır tanıdığım adam gibi davranmaya başlayana kadar orada kalabilirsin. Open Subtitles لذايُمكنكأن تعودإلى حُجرتكولاتعود.. حتى تكون مُستعد للتصرف مثل الرجل الذى عرفته لثلاثين عاماً
    Birçoğumuzun bir marka gibi değil de, bir akım gibi hareket etmek istediğini keşfettik. TED وما اكتشفناه هو أن العديد منا يبحثون عن إذن للتصرف أقل مثل العلامات التجارية وأكثر مثل الحركات.
    Çizgilerin sana böyle davranma hakkını vermez. Open Subtitles شاراتك العسكرية ليست بمثابة رخصة للتصرف كالحمار
    Kaza açığa çıkmadan önceki gece tek kullanımlık bir telefonu aramış. Open Subtitles قام بالاتصال بهاتف قابل للتصرف الليله السابقه لاكتشاف الحادث
    Eğer onun oyunu garanti altına alamazsak Müdürün sana karşı harekete geçmek için oy çokluğu olur. Open Subtitles إن لم نستطع تأمين صوته سيكون للرئيس الأغلبية للتصرف ضدك
    Orman hayvan gibi davranabileceğin bir yer değildir. Open Subtitles أن الغابة ليست مكاناً للتصرف كحيوان بري
    Ama artık bir hanımefendi gibi davranmaya başlamalısın. Open Subtitles لكن فى يوم من الأيام ستضطرين للتصرف كسيدة.
    O şekilde davranmaya seni iten neydi sence? Open Subtitles ما السبب برأيك الذي دفعك للتصرف على ذلك النحو؟
    Ve yalnızlığı da iyi bilirim, ama böyle davranmaya gerek yok. Open Subtitles واعرف شعور الوحده جيدآ ولكن هذه ليس بطريقه للتصرف
    Ama artık bir hanımefendi gibi davranmaya başlamalısın. Open Subtitles لكن فى يوم من الأيام ستضطرين للتصرف كسيدة.
    Hipsterler ve Adidas gibi şirketlere ihtiyacımız var, ve yatırıcımların da diğer şirketleri Adidas gibi hareket etmeleri için ikna etmesine ihtiyacımız var. TED نحن بحاجة للهبيز، ولشركات مثل أديداس، وبحاجة أكبر لمستثمرين يقنعون شركات أخرى للتصرف مثل أديداس.
    Biyolojik devrelerin yardımıyla birçok farklı şekilde hareket etmek için oluşturulabilirler. TED ويمكن أيضًا برمجتها للتصرف بطرق محددة للغاية بمساعدة الدوائر البيولوجية.
    Kaptan, onun adına hareket etmeniz için yetki verdi, değil mi? Open Subtitles هل أنت مُخولة من قِبل الكابتن للتصرف بدلاً منه ؟
    Yokluğum sana şımarık bir çocuk gibi davranma hakkı vermez. Open Subtitles رحيلي لا يعني أن يعطيكِ التصريح للتصرف بحماقة
    Sana böyle davranma hakkını ne veriyor? Open Subtitles إذا فما الذي يعطيك الحق للتصرف بطريقتك هذه؟
    Tek kullanımlık telefonun atılacağı bir semte benzemiyor çok. Open Subtitles انه لا يبدو كحى يعيش فيه الكثير من ممتلكى الهواتف القابله للتصرف
    - Patron, tek kullanımlık telefon için eşleşme var. Open Subtitles رئيس,لقد عثرت على الهاتف القابل للتصرف
    Eğer adamın birinin gerçekten harika bir arabası varsa, ama telefondaysa, ya da işte bir şeyle meşgulse, muhtemelen acil bir durumda harekete geçmek için uygun bir halde olmayacaktır. TED اذا كان شخص ما يملك سيارة ممتازة لكنه يستعمل التليفون أو, تعرفون, يقوم بعمل ما, انه على الأغلب ليس في الموضع المناسب للتصرف في الحالات الطارئة
    Hızlıca harekete geçmek için hazır olun. Anlaşıldı mı? Open Subtitles كونوا مستعدين للتصرف بسرعة واضح ؟
    Orman hayvan gibi davranabileceğin bir yer değildir. Open Subtitles أن الغابة ليست مكاناً للتصرف كحيوان بري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more