Ama yüz tanıma yazılımlarından bir şey elde edebilirler diye görüntüyü FBI'a gönderdik. | Open Subtitles | لكننا أرسلنا اللقطات للمباحث الفيدراليّة لنرَ لو بإمكانهم فحصها ببرنامجهم للتعرّف على الوجوه. |
Seni tekrar tanıma fırsatını bulduğum için aslında memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد نوعاً ما. لقد حصلت على فرصة للتعرّف عليك مجدداً. |
Yani insanları tanımak için kullandığımız şeylerden biri genomlarda asla yer almayacak. | TED | من الأشياء التي نستخدمها كثيراً للتعرّف على الأشخاص لن تكتب أبداً في الجينوم. |
Bu boş zamanı diğerlerini tanımak için kullan. | Open Subtitles | استخدم وقت الفراغ هذا للتعرّف على الآخرين |
Ama aslına bakarsan seni tanımanın en iyi yolu buydu bence. | Open Subtitles | ولكن بصدق، أعتقد أنّها كانت الوسيلة الفضلى للتعرّف عليك |
Seni teknemle gezdirip, beni tanıman için şans vereyim. | Open Subtitles | أعطيك فرصة للتعرّف علي حقا |
Hayır, ama katilin kimliğini tespit edecek kadar gördüm. | Open Subtitles | كلاّ، ولكنّي قد رأيتُ ما يكفي للتعرّف على القاتل. |
Kıçıma şöminenin maşasını kıçıma sokmadan önce birkaç dakikanı beni tanımaya ayırabilirdin. | Open Subtitles | ربّماعليكَ أنّ تتريّث بضع دقائق للتعرّف عليّ قبل أن تحكم عليّ جزافاً. |
Yüz tanıma programımızın o kadar veri üstünden geçmesi bile çok vakit alacaktır. | Open Subtitles | حتّى مع برنامجنا للتعرّف على الوجوه، سيتطلّب البحث بهذا الكمّ من المعلومات وقتاً طويلاً. |
Seni daha iyi tanıma fırsatını yakalamak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أَتطلّعُ إلى فرصة للتعرّف عليكِ بشكل أفضل |
Onu da getir. Sanırım artık onu daha yakından tanıma vaktim geldi. | Open Subtitles | أحضرها معكَ، أظن آن الأوان للتعرّف إليها على نحوٍ أفضل. |
Yüz tanıma sisteminde herkez yok. | Open Subtitles | هُناك الكثير من الناس الذين لا يتواجدون في قاعدة بياناتنا للتعرّف على الوجوه. |
Şimdiye dek ses tanıma yazılımı çalıştırmışsındır yani kim olduğumu, namımı ve seni bulduğumda ne yapacağımı öğrenmişsindir. | Open Subtitles | أتوقع أنّ بحلول هذا الوقت قد أجريتم فحصاً للتعرّف على الصوت، لذا فأنتم تعرفون من أنا، وتعرفون سُمعتي وتعرفون ما سأفعل بكم عندما أجدكم. |
Ben de sosyal bir aktivitenin adamımızı tanımak için iyi bir yol olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذا ، أدركتُ أنّ المشاركة الأجتماعية، وسيلة جيّدة للتعرّف على ذلك الرجل. |
Onu tanımak için beklediğin bunca zamandan sonra nasıl olur da ilk fırsatta öldürürsün? | Open Subtitles | إنّك تقت للتعرّف عليه طيلة عمرك، إلّا أنّك في أوّل فرصة لذلك قتلته. |
Haklısın, şu an bencilce davranıyorum. ama oğlumu tanımak için bir şans istiyorum ve bence küçük bir çocuğun da babasını tanımaya hakkı var. | Open Subtitles | بلى، أنت محقّة، إنّي أنانيّ. لكنّي أودّ فرصة للتعرّف على ابني، وأعتقد أن صبيًّا يستحق الفرصة لمعرفة أبيه. |
Suç işlemeden de insanları tanımanın yolları var. | Open Subtitles | هناك طرق للتعرّف على الآخرين دون ارتكاب جنايات |
Annemin söylediği gibi: "İnsanları tanımanın en iyi yolu... | Open Subtitles | وكما تقول والدتي"التعرّف على الناس هي أفضل طريقة للتعرّف على الناس" |
Torunumu tanımanın vakti geldi. | Open Subtitles | فقد حان الوقت للتعرّف على حفيدتي |
Seni teknemle gezdirip, beni tanıman için şans vereyim. | Open Subtitles | أعطيك فرصة للتعرّف علي حقا |
Kurbanın kimliğini tespit etmek için ne gerekiyorsa yapın ve nasıl bir işe bulaştığını öğrenin. | Open Subtitles | قوما بكلّ ما يلزم للتعرّف على تلك الضحيّة واعرفا ما الذي كان قريباً منه. |