İstersen gidip ben bakayım nasıl olsa koşmaya çıkacaktım. | Open Subtitles | أتعلمين، يمكنني أن أتفقدها لأنني خارجة للجري على أية حال |
Anneler de çocuklarının koşmaya hazır olduğu zamanı görebilmeli. | Open Subtitles | وعلى الأم أن تعرف متى يكون الأولاد مستعدين للجري |
Bayanlar ve baylar ve de alternatif lise mezunları canınız pahasına koşmaya hazırlanın! | Open Subtitles | سيداتي، سادتي وبدلاء خريجي المدارس الثانوية إستعدوا للجري من أجل حياتكم |
Git uyu. Dördüncü çeyrekte nefes nefese kaldın. Sabah seninle Koşuya çıkacağız. | Open Subtitles | أذهب للنوم , لقد بدوت مرهقا في الربع الرابع سوف نذهب للجري سويا في الصباح |
Haklısın, Koşuya çıktık şu sincabı tarumar ettim elimi sıkıştırdım. | Open Subtitles | أنتِ محقة، ذهبنا للجري قتلت ذلك السنجاب، وخدعة اليد |
6,000'den fazla koşucu var yarışta bugün, ve koşu için mükemmel bir hava mevcut. | Open Subtitles | أكثر من 6000 متسابق والجو مناسب جداً للجري |
- İyi bitirdi. - Bütün gün Koşmak için doğmuş. | Open Subtitles | أنهى بشكل جيد لا ، بل أنتج للجري طول اليوم |
Biraz idmana ihtiyacım var, koşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | احتاج فقط للرياضة .. لهذا سأذهب للجري |
Hayır, sen koşmaya çıkıyorum demiştin. | Open Subtitles | لا.. بل قلــت أنك ستذهبيــن للجري |
Okuldan sonra bazen koşmaya gider. | Open Subtitles | أحياناً تذهب للجري بعد المدرسة |
İşim bitince koşmaya çıkacak mıyız? | Open Subtitles | عندما انتهي , هل لازلنا سنذهب للجري ؟ |
Eşiniz, bu sabah koşmaya gitmenizin beklenmedik olduğundan bahsetti. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic} ذكرتْ زوجتك أنّك، على غير العادة، ذهبت للجري هذا الصّباح. |
- Ee beyler, boğalarla koşmaya hazır mısınız? | Open Subtitles | حسناً، هل أستعديتم للجري أمام الثيران؟ |
Artık beraber Koşuya gidip döndüğümüzde üstümüzdekilerin kirlenmesini dert etmeyeceğiz. | Open Subtitles | نعود إلى المنزل ومن ثم نذهب للجري من دون القلق على الملابس الوسخة |
Selam Brian bu sabah Koşuya çıktığımda bu sopayı buldum | Open Subtitles | براين .. لقد ذهبت للجري هذا الصباح و وجدت هذه العصا |
Söylediklerine göre Slocum Koşuya gittiğinde üçü de havuzda güneşleniyormuş. | Open Subtitles | قالوا أنهم كانوا يتسكعون عند حمام السباحة بينما ذهب سلوكم للجري |
Belki biraz kitap okurum sonra Koşuya giderim diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أقرئ قليلاً فحسب و ربّما... أذهب للجري لاحقاً. هذا فقط. |
Neden dün sabah Koşuya birlikte çıkmadınız? | Open Subtitles | كيف لم تذهبوا أنتما الإثنان للجري صباح الأمس معاً؟ |
Ya da evden spor ayakkabılarımı alayım, beraber Koşuya çıkalım. | Open Subtitles | أو أستطيع أن آتي بأحذيتي في المنزل ونستطيع أن نذهب للجري في المضمار |
Sanırım okulun koşu rekorunu kırdım. | Open Subtitles | أعتقد أني حطّمت الرقم القياسي المدرسي للجري |
Bunlar sadece Koşmak için. | Open Subtitles | في هذا العالم لقد صنع فقط للجري |
Bir maratonda koşmayı planlamıyorsan dolma ve patates püresi gereğinden fazla nişasta demek. | Open Subtitles | . ما لم تكن تخطط للجري بالماراثون إختيار كلا الطبقين مع البطاطا المهروسة هو فائض في النشاء المعبأ |