| Kız dansa gelmek istiyordu ve Matt'in de bir damı yoktu. | Open Subtitles | لقد أرادت الذهاب للحفل الراقص ولم يكُن لديها من أحد لترافقه |
| Aslında dansa gitmeyeceğimizi biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أننا لن نذهب للحفل الراقص, صحيح؟ |
| Smokini cenaze için giymeyeceksin. Balo için giyeceksin. | Open Subtitles | انت لن تلبس البدلة الرسمية للدفن، انت تلبسها للحفل الراقص |
| Kötü bir lise balosu deneyimini baştan yapmaya mı çalışıyorusn? | Open Subtitles | هل تحاول إعادة صنع ذكرى ما سيئة للحفل الراقص بالثانوية؟ |
| "Olanlar geride kalsın. Sevgili oğlum, Baloya gel. " demek mi? | Open Subtitles | عفا الله عما سلف طفلى العزيز , وتعال للحفل الراقص |
| Baba! Okul balosuna gideceğiz. Mahvetme! | Open Subtitles | أبي نحن سنذهب للحفل الراقص معاُ لا تفسد ذلك |
| Hatırlıyor musun, 9. sınıfta yılbaşı dansına hazırlanırken saçını kıvırcık yapmaya çalışıyorduk da neredeyse yarısını yakmıştık. | Open Subtitles | و كنت تستعدين للحفل الراقص بالكريسماس؟ ثم جئنا إلى هنا |
| Sen Serena ile çıkıyorsun, ben de dudaklardaki öpücük partisine gidiyorum. | Open Subtitles | أنت ستخرج مع (سيرينا) و أنا ذاهبة للحفل الراقص |
| Ama sabahtan beri dansa yetiştirmek için bunlardan 50 tane yapmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لَكنِّي أَخبز على مدار الساعة أحاول إعداد خمسون قطعة للحفل الراقص |
| dansa gitmemizin amacı zaten dansa gitmek. | Open Subtitles | المغزى الحقيقي... من الذهاب للحفل الراقص... هو الذهاب للحفل الراقص... |
| Çok özel birisin. Eglenmeyi, dansa gitmeyi hakediyorsun | Open Subtitles | يحق لك الإستمتاع و الذهاب للحفل الراقص |
| Şu hoşlandığım çocuk... Cody. dansa gitmeyi teklif etti. | Open Subtitles | حسناً، هناك فتى يعجبني " كودي" لقد قام بدعوتي للحفل الراقص |
| Greta'yla dansa gitmeyecek miydiniz? | Open Subtitles | أليس مفترضاً أن تأخذ (غريتا) للحفل الراقص الليلة؟ |
| Ayrıca bu yakınlarda seninle çıkalım da Balo için bir elbise alalım. | Open Subtitles | وايضاً اردتك ان تعرفي بانني ساخرج معك سوياً قريبا ؟ أود أن آخذكي إلى السوق من أجل فستان للحفل الراقص |
| Smokini cenaze için giymeyeceksin. Balo için giyeceksin. | Open Subtitles | انت لن تلبس البدلة الرسمية للدفن، انت تلبسها للحفل الراقص |
| Bu Balo için aldığım çanta ve tabii ki bu da Louis'in romantik aşk hikâyemizin başlangıcında Paris'ten getirdiği ayakkabı. | Open Subtitles | هذه الحقيبة التي أحضرتها للحفل الراقص و بالطبع هذه هو الحذاء الذي أعاده لي لويس من باريس |
| pekala, annem bana ilk defa aşk balosu için takım elbise aldı.. | Open Subtitles | إذًا, قامت والدتي بشراء أول بذلة رسميّة للحفل الراقص. |
| Seni Anti-mezuniyet balosu partimize davet etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد دعوتكِ إلى حفلنا المكافح للحفل الراقص. |
| McKinley Lisesi'nin ilk anti-mezuniyet balosu başlasın. | Open Subtitles | فل تبدأ أول حفلة مضادة للحفل الراقص لأول مرة |
| Seni Baloya gönderdiğim geceki gibi. | Open Subtitles | تماما كالليلة التى أرسلتك فيها للحفل الراقص |
| Eric'in beni Baloya davet etmesini bekliyorum ama hâlâ etmedi. | Open Subtitles | لا زلت أفكّر هل سيطلب مني إيريك الذهاب معه للحفل الراقص ولكنه لم يفعل |
| Kiliseye ya da okul balosuna giden bir kız gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تبدين كفتاة ذاهبة للكنيسة أو للحفل الراقص. |
| Hatırlıyormusunuz kızlar altıncı sınıftayken yıIbaşı balosuna hazırlanıyorduk? | Open Subtitles | "بيدج" هل تذكرين وقتما كنت بالصف التاسع و كنت تستعدين للحفل الراقص بالكريسماس؟ |
| Okul etkinliklerine katılan insanlar olsaydık yılbaşı dansına seni davet etmek için ideal zaman bu olurdu. | Open Subtitles | تعلمين, لو كنا من النوع الذي يمارس وظائف بالمدرسة... سيكون هذا الوقت المناسب... لأطلب منكِ مرافقتي للحفل الراقص. |
| Sen Serena ile çıkıyorsun ve ben de dudaklardaki öpücük partisine gidiyorum. | Open Subtitles | أنت ستخرج مع (سيرينا) و أنا ذاهبة للحفل الراقص من قال أن عائلتنا غير متألقة؟ |