"للحياه" - Translation from Arabic to Turkish

• hayata
• hayat
• yaşam
• Yaşamak
• hayatın
• yaşama
• yaşanabilir
• canlanıyor

hayata bakışlarınızı değiştirmek yalnızca sizi değil aynı zamanda tüm dünyayı da değiştirecek.
غير منظورك للحياه فهذا لن يغيرك فقط لكنه ايضا سيغير عالمك

O gece hayata tekrardan tutundum. Kitabım üzerine çalışmaya geri döndüm.
هذه الليله اعادتنى للحياه مره اخرى و عدت الى كتابى

Bu güzellik, bu hayat görüşü Fransa'dan doğmadır.
هذا الجمال , هذه الرؤيه للحياه التى ولدت من رحم فرنسا

hayat kurtardığı için yüz tane madalyası var aldıkları içinse hiç yok.
لديّه 100 وسام لإنقاذه للحياه ولم يأخد أي شيء

Talos, kendi mekanik doğasından habersiz ve sonsuz yaşam için özlem duyacak kadar insan olduğundan kabul etti.
وبدون وعي لطبيعته الآلية، وبشكل بشري بحت شوقًا للحياه الأبدية، وافق تالوس.

Sizler dindar insanlarsınız, ama dini Yaşamak için tek yol olarak düşünemezsiniz.
أنتم متدينون و لكن لا تعتقدون بأن الدين هو الطريق الوحيد للحياه

Yapılan hesaplara dayanarak bir hayatın değeri şu anda 7.9 milyon$.
و وفقا الى الحسابات المقبوله القيمه الحقيقيه للحياه هي 7.9 مليون

Ölüler tekrar hayata dönüyor. İnsanlar iskeletlere dönüşüyor.
أشخاص موتى يعودون للحياه ناس يتحولون إلى حيوانات

Ormanın Ruhu seni hayata döndürdü.
روح الغابة أحضرتك للحياه مرة أخرى تريدك أن تعيش

"...hayata dönmeye hazır, eğer saklı kanun çiğnenirse...
والذى إن عاد للحياه, وهو مقيد بالقانون المقدس

İşte bu sırada CoIeman beni koIeje yaptığı gibi hayata döndürdü.
كان ذلك فى هذا الوقت الذى أعادنى فيه كولمان للحياه كما فعل مع كلية أثينا

Bu sıralarda Coleman beni Athena Üniversitesi'ne de yaptığı gibi hayata geri döndürdü.
كان ذلك فى هذا الوقت الذى أعادنى فيه كولمان للحياه كما فعل مع كلية أثينا

Kalbinizin kırılması yerine hayat hakkında iyi hissetmenin yolunu nasıl bulursunuz?
كيف تجد طريقه لذالك لكي يجعلك تشعر بشعور جيد للحياه بدل ان يحطم قلبك ؟

hayat karartan dedikodulara devam edeceğiz. Ama önce...
الأخبار المقبلة، المزيد من الثرثرة المدمرة للحياه

Dengeli, düzenli olanlar hayat yarışını kazanacaktır
ذووى الخطوات الثابته والهادئه والمترويه هم من ينتصرون على المدى الطويل للحياه

Çocuk ölmüş ama annenin hayat gücü kadından akarak çocuğa hayat vermiş.
ماتت الطفلة، لكن قوّة حياة الأم سرت بجسدها وأعادتها للحياه

Biraz yapay bir yaşam tarzı olmaz mı sence?
تلك طريقة غير طبيعية للحياه آلا توافقنى الرأى ؟

Birisinin ölmesini istiyorsan, çok istiyorsan bunu planlamış ve gözlerindeki son yaşam ışığının sönmesini izlemişsen.
عندما تتمنى موت أحد لفترة طويله تخطط وتراقب حتى ترى البريق الأخير للحياه فى الأعين

Böylesi şirin bir çocuk yapmak Yaşamak için yeterli bir sebep olmalı.
جَعْل الطفل سعيد قَدْ يكُونُ سبباً للحياه.

Fakat görünüşe göre, bu hayatın tuhaf bir çelişkisi.
ولكن على ما يبدو, هذا تناقض غريب للحياه

Ona dokundum. Bunu yaptığım an, onu yaşama geri getirmiştim.
لكنني لمسته، وفي هذه اللحظة أعدته للحياه

İnsan fizyolojisi hakkında ya da bir gezegeni yaşanabilir kılan etmenler hakkında bir bilgileri yok.
إنهم لا يعرفون شىء حول علم وظائف الأعضاء البشرية أو ما الذى يجعل الكوكب صالح للحياه

Bu müzedeki herşey geceleri.. canlanıyor.
كل شيء بالمتحف يعود للحياه كل ليله