E-1 Çıkış Noktası'nı, dev bir dikenli telli tank tuzağı kapatmıştı. | Open Subtitles | لقد سد ممر الخروج بسلك شائك هائل وحاجز مضاد للدبابات |
Doğu Almanya'da doğrudan benim emrim altında, 11 tank tümeni ile beraber, 31 tümen var ve Çekoslovakya'da beş tane daha var. | Open Subtitles | فى شرق ألمانيا تحت قيادتى المباشره لدى 31 وحده تتضمن 11 قسم للدبابات وخمسه أخرى فى تشيكوسلوفاكيا |
Destek olarak, Rus batı sınırında, 60 tümen bulunuyor, bunlardan 22 tanesi tank tümeni. | Open Subtitles | وكمزيد من الدعم يوجد 60 وحده على الحدود الغربيه لـ روسيا تتضمن 22 قسم للدبابات |
Ağır tanksavar topu ve tankları olmayan Romen Üçüncü Ordu'yla karşılaştılar. | Open Subtitles | هناك سيواجهون الجيش الثالث الرومانى الذى لم يكن لديه لا اسلحه مضاده للدبابات و لا دبابات ايضاً |
Gece görüş cihazlarımızın çoğunu kaybettik ve çok az tanksavar roketimiz kaldı. | Open Subtitles | لقد فقدنا معظم الرؤية ليلية لم يتبقى سوى عدد قليل من الصواريخ المضادة للدبابات |
Führer'im, bu çocuk anti-tank mermileri kullanarak iki tankı saf dışı bıraktı. | Open Subtitles | دمر هذا الولد دبابتين بإستعمال القذائف المضادّة للدبابات |
Fransız ve İngilizler tarafından pek dikkate alınmayan bu kitap tankların ve uçakların etkin bir şekilde kullanıldığı yepyeni bir savaş doktrininden bahsediyordu. | Open Subtitles | الكتاب الذى لم يُقرأ أبداً من قِبل الجنرالات الفرنسيين أو الأنجليز حوى بين طياته : الأسلوب الجديد لأدارة الحرب الأستخدام المكثف للدبابات يليها المشاه مع قيام الطائرات بتقديم الدعم السريع |
Onları molotof kokteylleri ve tank savarlarımızla yakacağız. | Open Subtitles | لقد احرقنا لهم مع مولوتوف الكوكتيل والمدافع المضادة للدبابات. |
Her neyse, altı gün sonra lrak sınırlarında sıradan bir devriye görevi yapıyorduk... ve Eddie, lanet olası, bir tank mayınına bastı. | Open Subtitles | على العموم . بعد 6 أيام كنا نقوم بحراسة عادية على الحدود العراقية و ايدي خطا على لغم مضاد للدبابات |
Montgomery, bir yumusatma ön topçu baraj atesini takip eden büyük bir tank saldirisiyla hücumunu baslatir. | Open Subtitles | اطلق موتجومرى هجومه بوابل تمهيدى من سلاح المدفعيه تبعه هجوم ضخم للدبابات |
tank hazır olduğunda haberim olsun. | Open Subtitles | اسمحوا لي أن نعرف في أقرب وقت كما جاهزة للدبابات. |
Polonya stepleri tank işgali için biçilmiş kaftan. | Open Subtitles | السهوب البولندية هي مصممة خصيصا للدبابات الغزو. |
Eskiden çoğunlukla tank top giyerdim. | Open Subtitles | تعلمون، اعتدت على ارتداء قمم للدبابات الكثير. |
tanksavar bile o limuzine zor hasar verir. | Open Subtitles | سيتطلبنا صاروخاً مضاداً للدبابات لإحداث ثقباً فيها. |
Eski bir Sovyet tekniği kullanılmıştı. Omuza dayayarak ateşlenen tanksavar füzesiyle vurdular. | Open Subtitles | تقنية سوفيتية قديمة ولكن جيدة، صاروخ مضاد للدبابات يحمل على الكتف من بعد 20 خطوة |
Benim de geldi ama onlar tanksavar ve uçak silahı almaz. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم عصابات حسنا، أنت على حق أعلى إلى حد أسلحة الكتف المضادة للدبابات والأسلحة الطائرة |
tanksavar ve uçaksavarları var. | Open Subtitles | لديهم مضاد للدبابات واسلحة مضادة للطائرات |
Bu çocuk anti-tank mermileri kullanarak iki tankı saf dışı bıraktı. | Open Subtitles | دمر هذا الولد دبابتين بإستعمال القذائف المضادّة للدبابات |
Oksijen tankı dolu olan bir dalgıç nasıl olupta boğuluyor? | Open Subtitles | كيف يمكن لرجل مع كامل للدبابات من الأكسجين ومنظم النسخ الاحتياطي، يغرق؟ |
Rommel'in, özellikle tankların kullanımı noktasındaki taktikleri İngilizlere göre daha etkiliydi. | Open Subtitles | تكتيكات "رومـيـل" كـانت أكثر فاعليه من تكتيكات البريطانيون و بالأخص فى كيفية إستخدامه للدبابات |
Benimki tankların sığabileceği kadar. | Open Subtitles | وعقلي واسع بما فيه الكفاية حتى للدبابات |
Bu tür tedarik bağlantılarıyla Sovyet tankları bizi istila edebilir. | Open Subtitles | مع هذا النوع من خط الإمدادات يمكن للدبابات السوفيتية اجتياحنا |