"للدول" - Translation from Arabic to Turkish

    • ülkelere
        
    • ülkeler
        
    • uluslar için
        
    Böylece görebiliriz. Zengin ülkeler 60 yıldır yoksul ülkelere yardım gönderiyorlar. TED قامت الدول الغنية بإرسال المساعدات للدول الفقيرة طوال الستّين عاما الماضية.
    O zaman, ülkelere ve belirli materyal ve verilere göz atarak başlayalım. TED لذلك دعونا نبدأ بالدخول للدول. وإلى المواد والبيانات المحددة.
    Herkes gelişmekte olan ülkelere para yardımı söz konusu olduğunda para vermeye hazır. TED الكل مستعد لدفع المال عبر معونات مجانية للدول النامية
    Belki de hâlâ Birleşmiş Milletler hedeflerinin kendileri için değil yalnızca fakir ülkeler için olduğunu düşünüyorlar ama dünya değişti. TED ربما هم يعتقدون أن هذا العالم يشبه العالم القديم عندما كانت أهداف الأمم المتحدة للدول الفقيرة فقط ولم تكن تشملهم.
    Bunun dünyadaki aç uluslar için ne anlama geldiğinin farkında mısın? Open Subtitles أتعرف ما الذي يعنيه هذا للدول التي تعاني الجوع في العالم؟
    Batılı ülkelere biyoyakıt sağlamak, özellikle palmiye yağı, için orman tahribatı bu problemlere neden olan şey. TED فإزالة الغابات، وخاصة نخيل الزيت، كى نوفر الوقود الحيوي للدول الغربية الذي يسبب هذه المشكلات.
    Tokyo'ya yerleştik, diğer ülkelere bunun sadece küçük bir isyan olduğu propagandasını yapın. Open Subtitles نحن سنبقي في طوكيو لنوحي للدول الاخري بأن هذا مجرد نزاع صغير
    İstediğimiz konuma yaraşır şekilde bunu çözemezsek değerlerimizi paylaşmak isteyen diğer ülkelere nasıl umut verebiliriz? Open Subtitles إذا لم نستطع حل هذه هذه المسألة بطريقة تستحق المكتب الذي نسعى له فأي أمل سنعطيه للدول التي تطمح أن تشاركنا قيمنا؟
    Ortalama bir Afrika ülkesinin aldığı dış yardım, GSMH'sının %13, %15'i kadardır, ve bu, emsalsiz bir finansal kaynak transferidir, zengin ülkelerden fakir ülkelere. TED وكبلد أفريقي متوسط يستقبل معونة خارجية بالضبط 13 أو 15 بالمائة من ناتجها المحلي الإجمالي، وذلك تحويل لم يسبق له مثيل في الموارد المالية من الدول الغنية للدول الفقيرة.
    Yaptığımız şey, küresel olarak birçok mekanizmaya yatırım yapmak, bu da diğer ülkelere salgınları durdurmalarına yardımcı olmak için destek sağlayabilir. TED ما قمنا به هو الاستثمار في العديد من الآليات على المستوى العالمي، التي يمكن أن توفر الدعم للدول الأخرى للذهاب وإيقاف انتشار الأوبئة.
    Bu aşıları gelişmekte olan ülkelere vermeye söz verdiler. TED تعهدوا بإيصال اللقاح للدول النامية.
    Cihazı dizayn ederken eriyen kutup buzullarını tekrar dondurmak kurak ülkelere yağmur sağlamak düşüncesindeydim. Open Subtitles في الحقيقة، صممته لإعادة تجميد ذوبان قمم الثلج القطبي لجلب المطر للدول التي تعاني من الجفاف لكن...
    Yakışıklı zencilerin etrafta dolandığı ülkelere gitmeyi çok sevdiğimi bilirsiniz. Open Subtitles وأنت تعلمين كم أحب الذهاب للدول -وأرى بها رجال سود جميلين يتجولون
    Sen bunu biliyor musun, hükümetimiz, aslında şirketlere vergi indirimi veriyor onların işleri diğer ülkelere kaydırması için? Open Subtitles أتعلم أن حكومتنا تمنح إعفاءاً ضريبياً للشركات التي... تمول وظائف عمل للدول الأخرى؟
    Evet, bu dost ülkelere olan diplomatik pasaportum. Open Subtitles هنا هو بلدي الدبلوماسي للدول الأصدقاء.
    Biz gençlerin arasındaki ortak hedef çeşitli ülkeler için kayıp eserleri geri kazanmaktır. Open Subtitles شبابنا الذين يعملون هنا لديهم نفس الهدف أن نستعيد الأشياء القيّمة للدول المختلفة
    Bir ekonomist olarak tabii ki gelişmenin, ticarete açılmanın gelişmekte olan ülkeler için çok iyi olduğunun farkındayım. TED لذا من الواضح أنني كخبيرة إقتصادية على دراية عميقة بحقيقة أن التنمية و الإنفتاح التجاري هو أمرٌ جيد للدول النامية
    1919'da, Başkan Woodrow Wilson daha iyi bir dünya 'küçük uluslar için güvenlik, ticaret için nabız yoklama' düşüncesiyle Avrupa Barış Konferansı'na gitmek için gemiye binmişti. Open Subtitles ،في عام 1919 استقل الرئيس وودرو ويلسون السفينة إلى مؤتمر السلام الأوروبي حاملًا أفكاره لعالم أفضل، وأكثر أمانًا للدول الصغيرة، ومناسبًا للأعمال التجارية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more