| Ben kimim? Uh-oh. Evet, onlar gerçekten de bir hafıza kaybı hikayesi yaşıyorlar. | Open Subtitles | من انا بحق السماء ؟ سيدة جريفن اخشى ان زوجك فاقد للذاكرة ؟ |
| İçimizde inanılmaz bir hafıza kapasitesinin gizli olduğunu birinci elden öğrendim. gizli olduğunu birinci elden öğrendim. Ama eğer hatırlamaya değer | TED | تعلمت مباشرة أن هناك قدرات مهولة للذاكرة كامنة في كل منا ولكن إذا أردت أن تعيش حياة مليئة بالذاكرة |
| O koyu çizgilerin anlamı bu onlardan korkması, onların hafıza kaybıyla doğrudan bağlantılı olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | تلك الخطوط القـاتمة لهـا تأثيـر عليـه رعبه منهم يعني بأنّهم يرتبطون وبدون نقـاش بقضية فقدانه للذاكرة |
| Yani, demek istediğim, başında çok ciddi bir yarası var hafızasını kaybetmiş olabilir. | Open Subtitles | أجل، أعني لقد عانى من إصابات قوية بالرأس ربما أدت إلى فقدانه للذاكرة |
| Geçici bir hafıza kaybı yaşıyor. | Open Subtitles | من الواضح أنها تعاني من فقدان مؤقت للذاكرة |
| Her şey mükkemmelliğe evriliyor, uyuklamasına izin verdiğimiz her şey hafıza da dahil olmak üzere. | Open Subtitles | كل شيء يعمل للكمال كل ما يمكننا أن نذهب للنوم معه إضافةً للذاكرة |
| Birleşik devletlere geri getirildiğinde ise tam bir hafıza kaybı yok. | Open Subtitles | وقد تم احضارة للولايات المتحدة بوضعية فقدان تام للذاكرة |
| Zorunlu hafıza silinmesinden bu yana beş yıl geçti. | Open Subtitles | مرت خمس سنوات منذ المسح الإجباري للذاكرة |
| hafıza teknolojisi duygusal gerçekçilik sağlayabiliyor. | Open Subtitles | تقنية الذاكرة يمكنها اتاحة استدعاء حسى للذاكرة واقعى جداً. |
| Dudley, ender rastlanan hafıza kaybı, öğrenme zorluğu ve renk körlüğüyle birlikte görülen... çok hassas bir işitmeye sahip. | Open Subtitles | ددلي يعاني من اضطراب نادر الأعراض تتراوح من فقدان للذاكرة إلى دسلكسيا إلى عمى الألوان |
| hafıza kaybı olduysa, subay adayını kim suçladı? | Open Subtitles | إن كان لديها فقدان جزئي للذاكرة فمن إتهم الضابط البحري؟ |
| Gerçek şu ki Shinjuku olayı esnasında bende hafıza kaybı yaşadım. | Open Subtitles | في الحقيقة أثناء حادثة الشينجوكو، تعرضت لحالة فقدان للذاكرة |
| Tamam. Tümör alındığında hafıza kaybı oluşacak mı peki? | Open Subtitles | حسناً، أسيكون هنالك فقد للذاكرة بسبب الاستئصال؟ |
| Kavernöz sinüs trombozu absans nöbetlerine ve hafıza kaybına neden olabilir. | Open Subtitles | خثرة الجيب الكهفي قد تسبّب نوبات غشي وفقداناً للذاكرة |
| Gözünü revirde açtın. Beyninde hafif hasar vardı ve hafıza kaybına uğramıştın. | Open Subtitles | استيقظت فى المشفى، وأصبت بضرر بسيط فى المخ وفقدان للذاكرة |
| Uzatılmış hyper uyku sonucu... hafıza kayıpları oluşursa... | Open Subtitles | فقدان مؤقت للذاكرة ناتج عن النوم الإصطناعى عن الممتد |
| Bilmelisiniz ki, krizler hafıza kaybını da beraberinde getirir. | Open Subtitles | يجب أن تعرفوا النوبات عادة ما تترافق مع فقدان مؤقت للذاكرة |
| - Müvekkilim bir saldırı sonucu hafızasını geçici bir süre kaybetmiş olduğu için soruları yanıtlayamıştır. | Open Subtitles | . فقدان مؤقت للذاكرة من المُحتمل أن سببه العنف |
| Bol su için. Vücudun susuz kalmaması bellek açısından önemlidir. | Open Subtitles | شرب الكثير من الماء , لأن الترطيب مفيد جدا للذاكرة |
| Hafızanı mı kaybettin? - Bana da hafızamı mı kaybettireceksin? | Open Subtitles | اجل , فاقد للذاكرة .هل ستعاملني بأنك فاقدٌ للذاكرة ؟ |
| Bazen beyin sarsıntıları kısa süreli hafızanın kaybına ve akıl karışıklığına yol açabilir. | Open Subtitles | جيد , فى بعض الأحيان الأبتزاز يمكن أن يسبب فقدان للذاكرة لبعض الوقت |
| Koku hafızası, beyin kimyasalları böyle tanır. | Open Subtitles | مساعِد للذاكرة" ، إنّها الطريقة التي" تقرأ بها عقولنا لما هو كميائي |