Bir keresinde bir kitapta görmüştüm. turistlere uyar. Maceraya uygun değil. | Open Subtitles | لقد رأيته فى كتاب ذات مره أنه للسياح أنها ليست مغامره |
Ve şu dev gibi otelleri dikiyorlar ve sadece fıstık turistlere izin veriyorlar. | Open Subtitles | لقد قاموا ببناء هذه الفنادق الضخمة و لا يسمح إلى للسياح بالسباحة فيها |
turistler için kutu yaparak mutlu olacağına beni ikna edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك اقناعي أنك ستكون سعيداً ببناء هذه الصناديق للسياح. |
Şimdi Çin-ABD Dostluk Evi ve Çinli turistler için hac bölgesi. | TED | هو الآن منزل الصداقة الصينية الأمريكية، وأحد المزارات المهمة بالنسبة للسياح الصينيين. |
Amcamız evini "Gizemli Köpekbalığı" adında bir turist tuzağına dönüştürmüş. | Open Subtitles | عمنا قام بتحويل منزله إلى فخ للسياح يسميه كوخ الغموض |
Sonra da turistlerin ve buralıların giyebileceği bu sinek kovucu terlikleri yaptık. | TED | وقد صنعنا الآن هذه الصنادل الطاردة للبعوض التي يمكن للسياح والسكان المحليين ارتدائها عند قدومهم. |
Eğer burada kalırsan, turistlere hindistan cevizi satmakla uğraşacaksın | Open Subtitles | هنا، سينتهي بك المطاف وأنت ترسم جوز الهند للسياح |
turistlere plastik meteor taşı satan bir adama güvenen olmaz. | Open Subtitles | ماعدا أن أغلب الناس لا تكن احتراماً لرجل يبيع شظايا النيزك البلاستيكية للسياح |
- Onu tanımıyorum. - İşin aslı pek turistlere göre bir yer değildir. | Open Subtitles | لا أعرفه حسنا إنها ليست للسياح بمعنى أدق |
Dinle, turistlere sadece kötü manzara lanetin bir parçası de. | Open Subtitles | اسمع, قل للسياح فقط بأن المنظر السيء هو جزء من اللعنة |
30 adamın benim gibi giyindiğini şu saçlar ve bel çantalarıyla turistlere hizmet ettiğini hayal et. | Open Subtitles | تخيلي 30 رجلاً يلبسون مثلي، يقدمون للسياح السمك والمعلبات |
turistlere yaptıkları sunumu izledim, ama onu sunum için kullanmıyorlar. | Open Subtitles | راَيت العرض الذي قدموه للسياح لكنهم لا يستخدمونها لذلك |
Tam bir vudu rahibi, ama aynı zamanda turistler için de bir gece klübü işletiyor. | Open Subtitles | هو كاهن الفودو والذي يدير . نادي ليلي للسياح أيضا |
Nublar Adası sadece turistler için bir gösteri merkeziydi. | Open Subtitles | إيزلانوبلار كانت معرض حيوانات للسياح فقط |
Bir tane yaptıktan sonra bırakmasının bir nedeni var.O sadece turistler için. | Open Subtitles | هناك سبب إنه توقف بعد واحدة إنها للسياح فحسب |
Burası şişman turistler için yapılan kaburga mekânı. Kapıları geniş ve sandalyeleri de sağlam yap yeter. | Open Subtitles | إنه ملتقي لللحم بالعظام للسياح البدناء فقط تأكد من أن الأبواب واسعة والكراسي مدعمة |
Buradan birkaç mil uzakta, turistler için mağaranın birebir kopyasını inşa etmek için planlar yapılıyor. | Open Subtitles | هناك خطط لبناء منتزه للسياح بنسخة مطابقة تماماً للكهف |
Bu adada, turistler için evi temizleyerek sadece yılın iki ayı çalışabiliyorum. | Open Subtitles | هنا على الجزيرة لا يمكنني العمل سوى شهرين في السنة أنظف المنازل للسياح |
Babam burayı turist merkezine çevirdi. | Open Subtitles | أبي حوَل هذه المنطقة إلى مكان جذاب للسياح |
İncil sayesinde turist çekmek güzel bir numara. | Open Subtitles | زاوية جيدة للسياح تعال لترى حزام الإنجيل في الحدث |
Belize'de kaçırılan turist olmadığını söyleyen BGG notunu aldım. | Open Subtitles | حصلتُ على ملاحظاتكم عن ضابط الأمن الأقليمي يقول ليس هناك عمليات أختطاف مؤخراً في بليز للسياح |
Şişman ve yaşlı turistlerin caddenin karşısındaki metadon kliniğinin güzel manzarası için çıktıkları yer. | Open Subtitles | انه برج قديم للسياح يحتوي على منظر خلاب على الشارع المقابل للمستشفى |