O parayı balayında güzel bir sahile gitmek için biriktirmiştik ama sen bütün paramızı aldıktan sonra, balayımızı evde geçirmek zorunda kaldık. | Open Subtitles | لقد كنا سعداء وكنا متجهين للشاطيء في شهر العسل ولكن بعدما سرقت مالنا إظطررنا للعودة إلى المنزل |
Tek yapman gereken, sahile ulaşana kadar Kuzey'e doğru gitmek. Ne? | Open Subtitles | وكل ماعليك فعله هو الأتجاه شمالا حتى تصل للشاطيء |
Yılbaşı arifesinde kasabadaki herkes sahile iner. | Open Subtitles | في عشية رأس السنة جميع سكان البلدة يذهبون للشاطيء |
Plaja gittiğimiz ve suya giremediğim zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما ذهبنا للشاطيء ولم أذهب للماء ؟ |
Geri dönen balıkçı topluluğu için ilk mücadele Kıyıya ulaşmak. | Open Subtitles | بالنسبة للجماعة العائدة من الصّيد، التحدّي الأوّل هو الوصول للشاطيء. |
kumsala inip, okyanusa dalmak kollarım kopana kadar yüzmek ve dalgaların içinde unutulmuşluğa dalmak istiyorum. | Open Subtitles | اشعر برغبة للذهاب الى الاسفل للشاطيء واغوص في داخل المحيط واسبح مبتعداً حتى تتعب ذراعيي بشدة لدرجة ان اغرق تحت الامواج |
Bunu bitirip yanına gideceğim. sahile götürüp sike sike delirteceğim. | Open Subtitles | سأغوص في أعماق ذلك, و سننزل للشاطيء و أضاجعها حتى النخاع |
sahile varınca ilk iş ne yapacağım, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما هو أول شيء سأفعله عند وصولنا للشاطيء ؟ |
sahile çıkan yoldan gitti. | Open Subtitles | نعم، نعم، لقد سلط الطريق للشاطيء. |
Kalan vaktimdeyse sahile gidip denize bakıyorum. | Open Subtitles | و أحيان أخرى أذهب للشاطيء و أتأمل البحر |
Gary, ben de yarın birlikte sahile ya da Hollywood tabelasını görmeye gideriz diye düşünüyordum. | Open Subtitles | جاري" كنت أتمنى أن تستطيع" الذهاب للشاطيء غداً |
sahile gel, seni alacağım. Az kaldı Darius. | Open Subtitles | إذهبي للشاطيء وسأقُلك من هناك "لقد حان الوقت يا "داريوس |
Kızın gemisi sahile Kıyıya yanaştığında senin için geleceğiz. | Open Subtitles | سنأتي لك حالما يصل قارب الفتيات للشاطيء |
Yaşamasını istiyor musun? Hemen sahile git! | Open Subtitles | إن أردتي الحياة له، اذهبي للشاطيء الآن! |
Pauline'ni de al. Plaja gitmek istiyor. | Open Subtitles | خذ بولين معك إنها تريد الذهاب للشاطيء |
Seni Plaja bırakırım. Pierre veya Henri seni geri getirir. | Open Subtitles | .سأوصلك للشاطيء بيير أو هنري سيعيدك |
Plaja mı bakıyorsunuz? | Open Subtitles | هل بحث في الشقق المقابلة للشاطيء ؟ |
Kıyıya dönmenizi görüşmedik, bir şey yapmak zorunda değilim. | Open Subtitles | عودتك للشاطيء لم يكن جزء من المفاوضة لذا ليس علي أن أعيدك |
Kıyıya yakın bu akıntı koridorunda kapana kısılan çaresiz sürüler düşmanların hışmında kurtulamıyor. | Open Subtitles | كونهم محصورين للشاطيء عبر مضيق من الماء البارد فإن السمك ضعيف، وسيُحشد المفترسون في جموع هائلة |
Sardalyalar bu soğuk su akıntısıyla Kıyıya giderek daha çok sürükleniyor. | Open Subtitles | يُحمل السردين بهذه المياه الباردة ويتمّ دفعه أقرب للشاطيء |
kumsala gidiyoruz. Sen de gel. | Open Subtitles | الجميع سيذهبون للشاطيء , تعال معنا |