Söylediğine göre babası geçen haftadan beri şirket gezisindeymiş. Sadece purolar, telefon yok. | Open Subtitles | تقول ان والدها في رحله للشركه طوال الاسبوع الماضي ولايوجد وسيله للأتصال به |
İki kez daha yaparsanız şirket rekorunu kırarsınız. | Open Subtitles | مرتين من القذف وتحطم الرقم القياسى للشركه |
Bunu okuduğumda bir şirket değil bir dava için çalışacağımı hissettim. | Open Subtitles | عندما أقرأ ذلك يشعرنى أنى يجب على العمل للقضيه ذاتها وليس للشركه فقط وكسب المال |
Evet, burayı kuran şirkete göre sanat eseri bir yangın önleme sistemiyle uğraşıyoruz. | Open Subtitles | نعم , وفقا للشركه التى صممت الغرفه نحن نتعامل مع نظام قمع الحرائق |
şirkete para kazandırmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | فعلت ذلك لكي اجني المالِ للشركه |
Bunu okuduğumda kendi kendime sadece bir şirket için değil bir sebep için çalışmalıyım dedim. | Open Subtitles | عندما أقرأ ذلك يشعرنى أنى يجب على العمل للقضيه ذاتها وليس للشركه فقط وكسب المال |
Artık kişisel harcamalarını şirket hesabına yazdırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | هذا سيشتت العين انا لا اريدك ان تحملى نفقاتك الشخصيه اكثر من هذا للشركه |
Benim için ne kadar büyük bir proje olursa olsun... şirket, buna kolay hoşgörü göstermez. | Open Subtitles | بالنسبة لى لكي إجري هذا المشروع الكبير للشركه بكل بساطه ليس ممكن |
şirket için yaptığın katkıyı kimse küçümsemiyor. | Open Subtitles | نحن لا ننكر ذلك أنتِ هبه عظيمه للشركه |
Öyle mi? Başka hangi şirket sırlarını açığa verdi? | Open Subtitles | , أى اسرار اخرى للشركه قام بفضحها لك |
Bu şirket için intihar olur. | Open Subtitles | هذا انتحار بالنسبه للشركه |
Townsend'in sen ve şirket için iyi olacağını düşünüyorsan yap. | Open Subtitles | إذا ظننتي ان ( تونسيد ) جيدا لك وجيد للشركه إفعليها |
- şirket yavşağı. | Open Subtitles | - افتة للشركه |
Sonunda kendimi şirkete kanıtlamamı sağlayacak bir şansım var. | Open Subtitles | أخيراً حصلت على فرصه لأثبت نفسي للشركه |
Ama onlar şirkete ait | Open Subtitles | لكنهم ملك للشركه |