gazetelere çıkacak. İşimi mahvedecek. | Open Subtitles | لو يصل الأمر للصحف ستتضرر مصالحي بالتأكيد |
gazetelere, radyolara, yorumculara, köşe yazarlarına, kuş derneklerine ve dergilere yazacağız. | Open Subtitles | سنكتب للصحف ومحطات الإذاعة والمعلقون وكتّاب المقالات ونوادي الطيور والمجلات |
Kimsenin bize inanacağını sanmıyorum ama eğer gazetelere mektup yazarsak belki Atölye durmak zorunda kalır. | Open Subtitles | لا أعتقد أن أحد سيصدقنا ولكن إذا أرسلنا رسائل للصحف لربما المحل سوف يغلق |
Hayır, gazete arkadaşın değilim. Sadece sinirli bir komşuyum. Bir daha sakın küçük kel adamlar yollama evime. | Open Subtitles | كلا ، لست رفيقكِ للصحف ، فقط مجرد جار مزعج لا ترسلين رجل أصلع صغير لمنزلي |
İki hafta içinde basına konuşacak, altı hafta sonra kitap yazacak: | Open Subtitles | خلال أسبوعين سيتحدث للصحف وبعد ستة أشهر، سيقوم بكتابة كتابٍ ما |
Bu da merak uyandırıyor, Şimdi bu gazeteler için bir alıcı piyasası. | Open Subtitles | وهذا يجعلني أتسائل انها سوق شراء الان للصحف |
Gazetelerde yazana göre, Garza dün gece saatlerinde vurulmuş, değil mi? | Open Subtitles | طبقا للصحف جارزا تم ضربه في وقت ما امس اليس كذلك؟ |
Böylece karısına ve gazetelere gideceğinizi ona söylediniz. | Open Subtitles | و لذا أخبرتيه انكي ستذهبين لزوجته و ستذهبين للصحف |
gazetelere bakıırsa Bay Quid'in bundan böyle yalnızca ilahi okuyacak. | Open Subtitles | طبقا للصحف فالأغاني الوحيدة التي سيغنيها كويد هي التراتيل |
Evet. 20 Aralık 1968'den 11 Ekim 1969'a, ama başka suçlarla da suçlanıyordu ve 1974'e kadar gazetelere mektup ve şifreler yolladı. | Open Subtitles | نعم، من 20 ديسيمر 1968 الى 11 اكتوبر 1969 لأكون دقيقة، لكنه اشتبه فى جرائم اخرى و هو ارسل رسائل و رموز للصحف حتى 1974 |
gazetelere göre yetişkin insanların dörtte biri obez. | Open Subtitles | فكما تعلمون، وفقاً للصحف أكثر من ربع الراشدين يُعانون من البدانة |
İhtiyar hâliyle gazetelere mektuplar yazarak yeni teorilerinden bahsederdi. | Open Subtitles | كما انه رجل كبير بالسن فقد كتب مقالات للصحف فيها نظريات جديدة |
Örneğin 1771'e kadar İngiliz Parlementosu, tartışma meclisindeki konuşulanların gazetelere kelimesi kelimesine aktarılmasına izin vermiyordu. | TED | لم يكن الأمر كذلك حتى، على سبيل المثال، 1771 حيث سمح البرلمان البريطاني للصحف بنشر الكلمات ذاتها التي قيلت في غرفة البرلمان. |
Haber kaynakları her yere fotoğraflarımı yapıştırdı gazetelere ve internet ilanlarına satmak, ve insanların ilgisini televizyona odaklamak için. | TED | بثت مصادر الأخبار صورا لي لكل العالم من أجل تحقيق مبيعات للصحف و بيع ملصقات الإعلان على الإنترنت و إبقاء الناس مشدوهين إلى التلفاز |
Polis, ismini veya tıbbi geçmişini gazetelere vermedi. | Open Subtitles | لم تذكر الشرطة اسمك أو نبذة عنك للصحف |
Ama gazete için yazarak zaman kaybediyorsun. | Open Subtitles | ولكن كنت إضاعة الوقت الخاص بك الكتابة للصحف. |
gazete dağıtımından biriktirdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال: أنّه قد قام بجمعها ممّا يحصل عليه من توزيعه للصحف |
gazete bayisine gidip onlara benim karikatürlerimi sattırtmalıyım. | Open Subtitles | يجدر بي فقط أن أذهب للصحف وأبيعهم أعمالي |
Unvanından vazgeçtiğini, baloda basına açıklamanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلني اسمك بالكامل للصحف في الإحتفال |
Bu ertesi günkü gazeteler için harika bir resim olmuştu. | Open Subtitles | كانت صورة رائعة للصحف في اليوم التالي |
Allah korusun da Gazetelerde çıkmasın. | Open Subtitles | ولا سمح الله وصل الأمر للصحف |
En son gazeteleri alması için birini yolladım. | Open Subtitles | أرسلت طلب للطبعـات التـالية للصحف |
6 metre gidebildi anca. Sam Falstaff, ...kafayı yedi, dışarı bile çıkmaz oldu. Pizza getiren birisi, Arap görünümlü bir çocuk. | Open Subtitles | على بعد 6 أقدام غنوان خاطئ, و لكن(سام )يملك العناوين الرئيسية للصحف أريد العودة الى الوطن لكنني لا أعرف ما إذا كنت تستطيع |