Yoksa bu babana baskı yapma oyunu çok daha ciddi bir hal alır. | Open Subtitles | ومتى عرفته وإلا وإلا سيكون هذا الاعتقال أكثر من حيلة للضغط على والدك |
Evet, bu dinleme ve kayıtlar da insanlara baskı yapmak için kullanılabilir, değil mi? | Open Subtitles | نعم وهذا التنصت وهذه التسجيلات قد تكون للضغط على الناس أليس كذلك ؟ |
Burada da. Bıçağın sapı tarafından, deriye baskı yapacak kadar yeterli bir kuvvetle vurulma sonucu oluşmuşlar. | Open Subtitles | الناجمة عن مقبض السكين الضارب بقوّة كافية للضغط على الجلد. |
Ama boynunda hiçbir baskı olmadığını kanıtlandı. | Open Subtitles | لكن نتيحة تحليل الجثة اثبتت بأنه لايوجد أي أثر للضغط على رقبتها |
Onlar da kendi altlarındakilere aynı şekilde baskı yapıyor. | Open Subtitles | لذلك هم يضطرون للضغط على من هم تحتهم لأخذ المزيد والمزيد والمزيد |
O kadın buraya geldiğinde, birilerine istediğini söyletebilmek için baskı yapabileceği bir şeyler bulacak ve o silahı bana doğrultmasına hayatta izin vermem. | Open Subtitles | هذه المرآة عندما تتدخل من الباب ستجد شيئا للضغط على احدهم لقول ما تريد و عليّ اللعنة لو تركت بندقيتها تدخل لمنزلي |
Uygun çalışmalar yapılmadan şehir konseyine bu projenin kabulü için yapılan baskı suçlamalarına ne yanıt vereceksiniz? | Open Subtitles | كيف تردون على الاتهامات التي... الإكراه كان يستخدم للضغط على مجلس المدينة... الموافقة على هذا المشروع دون دراسة مناسبة؟ |
Güney'i baskı altına almak için bu yeterli olacaktır. | Open Subtitles | هذا سوف يكون كافياً للضغط على الجنوب |
Onları sadece insanlara baskı yapmak için kullanacaktı. | Open Subtitles | كان سيستخدمها فقط للضغط على الناس |
Adamlarını kullanarak, kontrolü Yakuza'ya vermesi için Futura'ya baskı yaptı. | Open Subtitles | إستعمل رجاله للضغط على "فوتورا" لتسليم السيطرة للياكوزا. |
- Mahkemeye baskı yapıp Fuhrman kasetlerini kabul ettiriyorlar. | Open Subtitles | -للمحاولة للضغط على المحكمة بالإعتراف بالاشرطة |
Dewey, Arkansas devlet memurlarına baskı yapmak için davayı medyaya taşıdı. | Open Subtitles | (للضغط على المسؤولين في (أركنساس ديوي) أخذ قضيته) إلى وسائل الإعلام |
- Mahkemeye baskı uygulayarak Fuhrman'in kasetlerini kabul ettiriyorlar. | Open Subtitles | -للمحاولة للضغط على المحكمة بالإعتراف بالاشرطة |
Bertram'ın müşterek davalı olarak yazılmasının sebebi savunma makamının anlaşmaya çabuk varması için baskı kurmak. | Open Subtitles | النقطة هي ، أنّ (بيرترام) سمّى شركاء للضغط على الدفاع للتسوية بوقت مبكر |
Yarasına baskı yapılması lâzım. | Open Subtitles | هي بحاجة للضغط على جروحها |
Birleşmiş Milletler'i kullanarak Rusya'ya baskı yapalım. | Open Subtitles | (نستخدم (الأمم المتحدة) للضغط على (روسيا |
baskı altında tutulduğunu, bu konudaki cezanın infazının | Open Subtitles | للضغط على حاكم ولاية ديلوير |
Kısa bir bilgilendirme telefonundan sonra misyonerlerin aileleriyle birlikte Senator Smith iyi bir gelişme olması amacıyla misyonerler için herşeyin yapılması konusunda devlet ve ulusal liderlere baskı yapıyor. | Open Subtitles | بعد اتصال قصير ،مع عوائل الدعاة قام السيناتور (سميث) باتخاذ خطوات كبيرة للضغط على الخارجية والقادة الوطنيين .ليقوموا بكل ما يستطيعون من أجل الدعاة |
FBI ajanlarının iddialarına göre Colby ya korsan gruplarını kullandı ya da onlarla birlikte çalışarak Evil Corp'u sözleşme müzakereleri sırasında baskı altına aldı. | Open Subtitles | عميل المباحث الفيدرالية يدعي بأنّ كولبي) إما استخدم مجموعة من المُخترقين) أو عمل جنباً إلى جنب معهم للضغط على شركة (إيفل) أثناء مفاوضات عقده معهم |