Herşeyden önce, ardiyede katlanabilir sağlam sandalyelerim var. | Open Subtitles | أولا، لدي كراسي متينة قابلة للطي في حجرة التخزين |
Tüm söylediğim bisikletler. Küçük, katlanabilir bisikletler, ağır gelmezler. | Open Subtitles | كل ماأقول دراجات قابلة للطي الدراجات لا تزن شيء |
Katlanır yatakların diğer bir harika özelliği de hipo-alerjik olması. | Open Subtitles | وآخر ما يميز السرير القابل للطي أنه مضاد للإصابة بالحساسية |
Bu harita toplam büyüklük olarak nispeten küçük ve bu yüzden yine de Katlanır harita olarak tutabileceğiniz ya da bir otobüs durağında makul ölçüdeki bir reklam alanında gösterebileceğiniz bir şey. | TED | الخريطة بشكل عام صغيرة نسبياً ليمكن حملها كخريطة قابلة للطي أو عرضها بحجم معقول في صندوق عرض في محطة الحافلات |
Benim kapaklı berbat fotoğraf çekiyor, hem ekran kirlenmez de çok. | Open Subtitles | جهازي القابل للطي يصور بطريقه سيئة , لذا ليس عليك أن تنظفي جيداَ |
Bir bayılan debutante onu katlama fan, ve yaklaşık olarak duygusal. | Open Subtitles | , نشوة فتاة أول مرة تظهر لمروحتها القابلة للطي وتقريبا كالعاطفي |
Arkada katlanan masam olacak, gidip getireyim. | Open Subtitles | أعتقد أن لدينا طاولة قابلة للطي في المقعد الخلفي، |
Uyku tulumunda yatamazsın. | Open Subtitles | فلا يمكنك النوم على السرير القابل للطي. |
Ama babam Lafayette'te bir cenazeye katlanabilir sadalyesini götürmemi istedi. | Open Subtitles | و لكن أبي طلب مني ان أساعده في حمل الكراسي القابلة للطي في عزاء في لافاييت |
Bu Craftgames Pro Tournament 200 serisi; alüminyum alaşım ayakları tek tuşla toplanabilir ağlı ve kolay saklama için çift katlanabilir model. | Open Subtitles | سلسلة 200 ، مع أرجل مصنوعة من الأليمنيوم، و شبكة قابلة للسحب اتوماتكيا، قابلة للطي المزدوج لسهولة التخزين. |
Balkondan inmek için, katlanabilir merdiven. | Open Subtitles | سِلّم قابل للطي لأجل النزول من البلكونة |
Hiç katlanabilir sandalye var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي كراسي قابلة للطي ؟ لا. |
- Arkadaşın olarak, Britta hiç olmazsa CR-V'nin kolayca katlanabilir 60:40 parçalı arka koltuklarını gösterebilir miyim? | Open Subtitles | (كصديق يا (بريتا هل يمكنني أن أريك على الأقل صف المقاعد الخلفيه القابل للطي ؟ لـ 15 دقيقه |
katlanabilir Bölge Dizini'm. | Open Subtitles | "فهرس زاين القابل للطي" |
Ampuller, buzdolapları ve şimdi de Katlanır yataklar. | Open Subtitles | المصابيح ، والثلاجة والآن السرير القابل للطي |
Teçhizat odasındaki Katlanır sandalyeleri de koyarız. | Open Subtitles | و نضع كراسي قابلة للطي في الطابق الذي نركن به السيّارات |
Katlanır yataklardan biraz daha bahsedin bana. | Open Subtitles | أخبريني المزيد عن السرير القابل للطي |
Katlanır yatakları denemiş olursun. | Open Subtitles | ويمكنك تجربة السرير القابل للطي |
Çift kapaklı güneş gözlüğümün üzerinde çift kapaklı güneş gözlüğüm var. | Open Subtitles | لدي نظارات قابلة للطي فوق نظاراتي القابلة للطي |
Öfkeli bir adamla çıkmaya hazırım ama kapaklı telefon kullanan biriyle değil. | Open Subtitles | مستعـدة لمواعـدة رجـل غضوب لكـن ليس من الذيـن مـازالوا يستخدمون الهاتف القابل للطي |
katlanan pointer kullandığınızı görüyorum. | Open Subtitles | أرى أن لديك مؤشر قابل للطي إنه مفيد |
Ne diyeceğim, Maya, yatağı sen al. ben uyku tulumunda yatacağım. | Open Subtitles | سأخبركِ أمراً يا (مايا)، عليكِ أخذ هذا السرير وأنا سأخذ السرير القابل للطي. |