Düğünler yarıda kesildiği ilan edilir, misafirler TV seti etrafında toplanırdı ve sonra dikkatlerini Geline ve damada geri verirlerdi. | TED | كان يحكى أن الزواجات تتوقف مؤقتا ليتمكن المدعوون من التجمهر حول التلفاز، وحينما تنتهي الحلقة يعود الاهتمام مجددا للعروس والعريس. |
Beni bırak yeni Geline çok güzel bilezikler getirdim. | Open Subtitles | انك نسيتنى لقد جلبت هذه الأساور الجميلة للعروس الجديدة |
Parmağımı yedinci şıklatmamdan önce gelinin gerçek sevdiği bu su torbasına girecek. | Open Subtitles | قبل الطقّة السابعة للإصبع الزوج الحقيقي للعروس سيدخل إلى حقيبة الماء هذه |
Sana bakıcılık yapardım ama benim görevim ihtiyaç duyduğu anlarda gelinin yanında olmak. | Open Subtitles | أود أن أرعاك لكن ولائي للعروس عند الحاجة |
Çiçekler gelin için ki kendileri buralarda yoklar. | Open Subtitles | الأزهار للعروس والتي يبدو بأنها ليست هنا، آسف سآحذها أنا |
gelin için büyük sürpriz o olacaktı. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تكون مفأجأة كبرى بالنسبة للعروس |
Damadın gelini törenden önce gelinlikli görmesinin kötü şans getireceğine inanılmaz mı? | Open Subtitles | أليس من المفروض أن رؤية العريس للعروس بالفستان قبل مراسم الزفاف يجلب الحظ السئ؟ |
Bir Geline, Baca İlahı tarafından öpülmenin şans getirdiğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | الأن ، هل كنت تعلم انه من حسن الطالع للعروس ان تُقبل على كلا خديها من قبل مُطهر ؟ |
Kayın valide Geline kadehi tutsun lütfen. | Open Subtitles | فلتقدم الأم الكأس للعروس. |
Geline "mutluluklar" denir. | Open Subtitles | تقول تمنيات سعيدة للعروس |
Geline yol açın. | Open Subtitles | افسحوا الطريق للعروس |
Tina, Geline ne aldın? | Open Subtitles | ماذا جلبت للعروس ؟ |
Ama gelinin konuğu olmadığı ve damadın da çok fazla konuğu olduğu için... | Open Subtitles | لكن بينما نجد أنه لم يأت للعروس أيا من المعازيم فإن المدعوون من جانب العريس كثيرون حتى الأن |
Ama madem ki, gelinin davetlisi yok... ..ve damadın davetlisi bu kadar çok... | Open Subtitles | لكن بينما نجد أنه لم يأت للعروس أيا من المعازيم فإن المدعوون من جانب العريس كثيرون حتى الأن |
Benim geldiğim yerde gelinin düğün gününde dansı kabul etmemesi kötü şans getirir. | Open Subtitles | من حيثُ أنا حظّ سيء للعروس أن ترفض الرقص في يوم زفافها. |
- gelinin bir dostu plajdaki kulübenin mülkiyet devrini yapmaya yetkili kılındım. | Open Subtitles | - صديق للعروس - والذي تم تخويله ليبدأ نقل ملكية الكوخ الشاطئي |
Şimdi de damat, gelin için bir konuşma yapacak. | Open Subtitles | والآن سيلقي العريس كلمة للعروس. |
Şimdi de damat, gelin için bir konuşma yapacak. | Open Subtitles | والآن سيلقي العريس كلمة للعروس. |
gelini törenden önce gelinliğiyle görmenin kötü şans getireceğine inanılmaz mı? | Open Subtitles | أليس من المفروض أن رؤية العريس للعروس بالفستان قبل مراسم الزفاف يجلب الحظ السئ؟ |
Altıncı masada üç nedime var Bir 8'lik, bir 8'lik, biri 7'lik | Open Subtitles | الطاولة رقم 6 فيها ثلاث وصيفات للعروس .. ثمان و ثمانية و سبعة |
Duydum ki nedimeler için bir akşam planlıyormuşsun içicek birşeyler getirmek istemiştim | Open Subtitles | سمعت لك لها لقاء قليلاً للعروس ويعتقد أن أحمل المرطبات قليلة. |