en bağlı toplumuz. Ama ben gittikçe düşünmeye başlıyorum ki sahip ya da sahip olduğumuzu düşündüğümüz ilişkiler, insan | TED | ولكنني بدأت أعتقد أن هذه الارتباطات التي نملكها أو التي نعتقد أننا نملكها هي مجرد محاكاة ساخرة للعلاقات الإنسانية. |
Akıl hastalarını öldürmek halkla ilişkiler açısından hiç iyi olmaz. | Open Subtitles | قتل المختلين ليس مناسباً للعلاقات العامة |
Şu halkla ilişkiler programı fikri hoşuma gitti. | Open Subtitles | أَحْبُّ مثل تلك الحفلة للعلاقات الإجتماعيةِ. |
Sesiniz, ilişki kurma şekliniz ile de çok bağlantılıdır. | TED | كما أن صوتك مرتبط بشدة بكيفيّة إنشائك للعلاقات. |
Geçmişi öyle çok düşünüyorsun ki bence aynanla ilişki kurmalısın. | Open Subtitles | عزيزتي, انت تنظرين للخلف كثيراً, يجب ان يكون لديك مرآه للرؤيه الخلفيه للعلاقات |
Bakın efendim, ben size söyleyeyim. iş dünyasında ilişkilere yer yoktur.. | Open Subtitles | انظر يا سيدي لا داعي للعلاقات في مجال العمل الرسمي |
İnsanlarımız arasındaki ilişkinin barışçıl devamlılığını tehdit ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تُهدد الإستمرار السِلمي للعلاقات بين شعبينا |
Politik film, işçilerin ağır çalışma koşullarını gözler önüne sererken insan ilişkileri kavramına yeni bir tanım getiriyor. | Open Subtitles | فيلم سياسي يدين الوضع الجائر للعمال بينما يقوم بإرساء مفهوم جديد للعلاقات الإنسانية |
Şu halkla ilişkiler programı fikri hoşuma gitti. | Open Subtitles | أَحْبُّ مثل تلك الحفلة للعلاقات الإجتماعيةِ. |
Halkla ilişkiler müdürüm sorularınızı yanıtlayacak. | Open Subtitles | الرئيس الجديد للعلاقات العامة ستتولى الرد على كل الأسئلة |
97 yılında Moskova Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler bölümü son sınıfa gönderildim. | Open Subtitles | فى عام 1997 تقدمت كباحث لمعد موسكو للعلاقات الدوليه |
Şekiller değiştikçe ilişkiler daha da insancıl olabiliyor. | Open Subtitles | كلما اختلفت الأشكال كلما كان ذلك مجديا للعلاقات الانسانية |
İlişkiler konusunda şansım kötü. | Open Subtitles | يواتني الحظ السئ عندما يصل الأمر للعلاقات |
Kariyerinin öngörü eksikliği ve bozuk ilişkiler tarafından kösteklenmesine şaşmamalı. | Open Subtitles | لا عجب من أن مهنتكِ في تراجع ولديكِ إدمان للعلاقات الفاشلة |
Yüksek veya dahi seviyesinde zekaya sahip bekar, uzun veya ciddi bir ilişki kaydı bulunmayan kişilersiniz. | Open Subtitles | أنت عالي أو الذّكاء على مستوى العبقريّ أعزب, بلا سجلّ للعلاقات الطّويلة أو الخطيرة |
Ama gerçekten çok çok fena bir ilişki fobisi var. | Open Subtitles | كل ما في الأمر أن لديه كراهية للعلاقات العاطفية |
Erkek arkadaşlarının sevdiği ne varsa sever ve ilişki tavsiyesi vermekten hoşlanır. | Open Subtitles | تحب كل مايحبّه رفيقها وتحب إعطاء نصائح للعلاقات. |
Konu ilişkilere gelmişken merak etmeden duramıyorum neler yüzünden kavga ediyoruz? | Open Subtitles | عندما يأتي الأمر للعلاقات سألت نفسي، لماذا نتشاجر؟ |
Diğer uygunsuz ilişkilere gelince, | Open Subtitles | أما بالنسبة للعلاقات الغير مُلائمة الأخرى |
Çocuklar, iyi bir ilişkinin anahtarı iletişimdir. | Open Subtitles | أبنائي ،الأتصال هو المفتاح للعلاقات الجيدة |
Nefes almak yaşamak için ne kadar hayatiyse güven de insan ilişkileri için öyledir ve bir o kadar da elde edilmesi zor. | Open Subtitles | الثقة عامل حيوي للعلاقات البشرية .كالتنفسللحياة. ولكنه صعب المنال |
Ve iş ilişkiye geldiğinde Ben yüzde yüz... | Open Subtitles | .. و عندما تأتي للعلاقات العاطفية فأنا مائة بالمائة |
Ancak insanlar, hatta çok farklı insanlar bile, birbirlerini çok görünce birbirlerini tanıyorlar ve bu da ilişkilerin temelini oluşturuyor. | TED | ولكن عندما يرى الناس، حتى المختلفون منهم، بعضهم البعض كثيراً، فإنهم يطورون الألفة، وهذا يخلق الأساس الوطيد للعلاقات. |
İlişkiler hakkında, evet. | Open Subtitles | نصائح للعلاقات بين الجنسين . نعم |