Sonunda, bir Sanat tarihi profesörü olduğumda, bunlar benim için önemli derslerdi. | TED | وقد استفدت جيداً من تلك الدروس المهمة، حيث أصبحت بعدها مؤرخاً للفن |
Ve 21. yüzyılda yaşayan Amerikalı bir Sanat tarihçisi olarak bana göre, resmin bana seslendiği an işte oydu. | TED | و بالنسبة إلي، كمؤرخة للفن الأمريكي من القرن الحادي عشر، كانت هذه هي اللحظة التي تحدثت فيها اللوحة إليّ. |
Fakat iki Goya'yı tutmamız gerek, Madrid'teki şey sanata karşı darbeydi. | Open Subtitles | لكن أنقذنا فقط لوحتين لجويا ذلك الحادث بمدريد خسارة كبيرة للفن |
Elimizde sadece iki Goya var. Madrid'teki şey sanata karşı bir darbeydi. | Open Subtitles | لكن أنقذنا فقط لوحتين لجويا ذلك الحادث بمدريد خسارة كبيرة للفن |
Ama bu kafa karmaşıklığı duygusu Modern Sanatın içinde var. | TED | لكن ذلك الشعور المحير , هيكلي للفن المعاصر. |
Rehber öğretmen resim öğretmeninin ona verdiği bu resimleri dosyalamış. | Open Subtitles | المرشد التربوي لديه هذه الرسومات بملف سلمها إليه معلمك للفن |
Ara verdiğimiz için kusura bakmayın. Sanat icraatına devam edebiliriz. | Open Subtitles | أأسف على المقاطعه , ايها الناس سنعود مره اخرى للفن |
British Museum'un Modern Sanat bölümü adına Fovizm akımı üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا نقوم بالدراسة عن الفوفسمو لصالح المتحف البريطانى للفن الحديث |
Cumartesi akşamı yapılacak olan 'Sanat Yapıtları Açılış Sergisine' davetliyiz. | Open Subtitles | أصبحنـا مدعوين إلى حفلة حقيقية رائعه للفن تفتح ليلة السبت |
Beş yıl önce bir Modern Sanat sergisine davetsiz katılmaktan tutuklanmış. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات تم القبض عليه لقيامه بتحطيم معرض للفن الحديق |
Sanat icra etmemize, biyo-teknolojiye, yazılıma ve bütün sihirli şeyleri yapmaya imkan tanıyor. | TED | إنه يتيح لنا أن للفن فرصة و التقنية الحيوية ، والبرمجيات وكل هذه الأشياء السحرية |
Ortaklarımızdan ikisinin, Historic Scotland ve Glasgow Sanat Okulu'nun bu projede yer almasından dolayı kendimizi şanslı addediyoruz. | TED | لقد كنا محظوظين جدا لأنه لدينا إثنان من شركائنا يشاركان في هذا: هيستورك سكوتلاند وكلية غلاسغو للفن. |
sanata için tutucu bir hükümetle kavga etmemiz gerek. | Open Subtitles | أعني علينا أن نقاتل لإبقاء دعم الحكومة للفن |
Sonuç olarak sanata bir seçim olarak bakmanızı istiyorum. | Open Subtitles | في النتجية أطلب ان نتذكر أن النظر للفن هو تصرف خياري للذين لا يريدون أو يحتاجون النظر |
- Evet elbette. Ama sanata ayrıIan fonlar için bağırmışsındır umarım. | Open Subtitles | أتمنى ان يكون هذا بسبب جمع التبرعات للفن |
Soru şu ki, Sanatın kendisini nihayetinde ulusal ve dünya işlerini konu alan bir diyalog içine koyması mümkün mü? | TED | والسؤال هو، هل من الممكن في النهاية للفن أن يقحم نفسه في الحوار حول الشؤون القومية والدولية؟ |
Sanatın bir diyalog alanı sağlayabileceği yollar, karmaşık bir diyalog, giriş noktaları ile diyalog yollarını ve müzenin fikirler münazarası için nasıl bir mekan olabileceği konusunda büyük ilgi gördü. | TED | سعى للتعبير عن الطرق التي يمكن للفن توفير مساحة للحوار حوار معقد حوار مع العديد و العديد من نقاط الدخول و كيف يمكن أن يكون المتحف مساحةً لهذه الأفكار المنافسة. |
Lisedeki resim öğretmenimin adını verdim. | Open Subtitles | لقد أطلقت عليها اسم معلمتي للفن في الثانوية |
resim öğretmenim ben yokmuşum gibi davranıyor ama onu etkilemek için yıl sonu resim sergimizde son bir şansım var. | Open Subtitles | أستاذ الفن لدي يتصرف وكأنني لست موجودة ولكن مازال لدي فرصة أخيره لإبهاره في عمل نهاية السنة للفن |
Bir kaç gün içinde, Modern Sanatlar Arab Müzesini açmış olacağız. | TED | في غضون أيام قليلة، سيتم افتتاح المتحف العربي للفن الحديث. |
Makaroni sanatı icrası için Bayan Karol'ü izlemeye gidiyorum. | Open Subtitles | لدي فراغ, سأقوم بمشاهدة صف الآنسة كارول للفن, يقومون بصناعة فن المعكرونة |
Aynı zamanda müzik, piyano da çalıştım ve sanatla oldukça ilgiliydim. | Open Subtitles | والقليل جدا من الفيزياء والرياضيات وقد درست أيضا الموسيقى والبيانو وهكذا فقد كنت منجذبه جدا للفن |
19. Yüzyıl Amerikan sanatının güzel bir örneği. | Open Subtitles | مثال جيد للفن الأمريكى فى القرن التاسع عشر |
Seni bir sanatsever olarak hiç düşünemezdim. | Open Subtitles | لم أكن لادعم كونك كمحب للفن مطلقًأ إنها مزيفة |
Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için, hayal kurmak, okumak, müzik, Sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar | TED | لقد ضحوا بالراحة المادية مقابل المساحة والزمن لاكتشاف الإبداع الداخلي، للحلم، للقراءة، لتأليف الموسيقى، للفن وللكتابة. |