"للقدر" - Translation from Arabic to Turkish

• kadere
• kaderin
• kader
• kaderi
• şansa
• kaderine

Ya da her şeyi kadere bırakıp her zamanki gibi bir düşünceyle devam edebiliriz.
أو يمكننا ترك الأمر للقدر والاستمرار كعادتنا وكأن شيئا لم يكن.

Bu durumda, kadere bırakılmayacak kadar önemliler.
فى هذه الحالة كان مهم جدا ان يترك للقدر.

kaderin ufak bir cilvesinin her şeyi değiştirmesi ne komik değil mi?
أليس من المضحك كيف ان تقلبا بسيطا للقدر يمكن ان يغير كل

Kimilerine göre, sırf bir kahraman değil, aynı zamanda kaderin bir aracısın.
ليس بإعتبارك بطلة فحسب، لكن البعض يقولون عليك عميلة للقدر.

Ama o bir kader kurbanı.
هي مدمّرة نظامنا الاجتماعي إنها مجرد ضحيّة للقدر

Ama işte, kader dedikleri böyle bir şey.
و الآن بما ان للقدر دخل كبير في مثل هذه اللحظات

kaderi boş verin. O kötü şey gelirse, işini bitirene kadar onunla savaşacağız.
تباً للقدر ,أذا كان شئ شرير سيأتي سنحاربه, ونتغلب عليه

Hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız.
لن ندع أي شئ للقدر.

Çünkü eğer her şey kadere bağlıysa, sonsuza dek yalnız kalmayacağım ne malum?
لان اذا ترك كل شيء للقدر, من سيقول ان القدر قرر ان اكون وحيداً للأبد

İşi kadere bırakalım. Hoşça kalın.
دعنا نترك الأمر للقدر ، إلى اللقاء

Bu zaman zarfında, olacakları kadere bırakmak zorundayız.
في هذا الوقت يجب علينا انه نتركه للقدر

İşleri kadere bırakmaktan hiç hoşlanmıyorum.
لا أحب عندما نترك الأمور للقدر

Bazen insanın kadere teslim olması gereklidir.
احياناً يجب على المرء الاستسلام للقدر

kaderin cilvesidir ki, Eğri Oklar elemelerde finale kadar çıktı ve şimdi yine karşılaşıyorlar.
في تحول للقدر مفاجئ سار فريق السهم إلى جولة خروج المغلوب لترتيب لقاء آخر

Aranızda bir bağ olduğunu düşünüyorsun çünkü sende kendini kaderin bir kurbanı olarak görüyorsun.
أنتِ تعتقدين أن لديك صلة بها لأنكِ كنتِ ضحية للقدر أيضا.

Düşmanlarımın nefretinin rüzgarının ve acımasız kaderin dev dalgalarının karşısında yıkılıyorum.
أنا أكافح رياح الأعداء وألاقي الموجات الشاهقة للقدر القاسي

Hayatınıza karışmak istemem veya onun yaptıklarına ama "kader böyleymiş," deyip unutamam bunu.
لا أريد أن أتدخل فى حياتك أو ما عليها فعله لكنِ لا أستطيع فقط ترك هذا للقدر

kader bunun sana olmasına nasıl izin verdi?
كيف يمكن للقدر أن يفعل هذا بكِ؟

kader bunun sana olmasına nasıl müsaade etti?
كيف يمكن للقدر أن يفعل هذا بكِ؟

Sikeyim kehaneti, sikeyim kaderi. Bizden olmayan herkesi sikeyim.
سُحقاً للنبوءة، سُحقاً للقدر ولكل شخص غيرنا

Neticede, kaderi belirleyen bir gen yoktur.
لأنهُ ليس هناك جينٌ للقدر

Hiçbirşey şansa bırakılmamış.
لايترك شيئا للقدر

Kendi kaderine karar vermek varken neden sırtını dönesin?
لمَ يترك للقدر ما يستطيع تقريره بنفسه؟