"للكلام" - Translation from Arabic to Turkish

    • konuşmaya
        
    • konuşmak
        
    • konuşmam
        
    • konuşma
        
    • konuşacak
        
    • konuşmamız
        
    • konuşmalıyım
        
    • konuşması
        
    • konuşkan
        
    • Konuşmanın
        
    • konuşmalıyız
        
    Bu implantların, bir konuşmaya uygun hale getirildiğinden onların bunun için üretidiğini düşünebilirsiniz. TED كنت أظن أنه ولأن هاته القوقعات المرزوعة هي الأمثل للكلام، تم تصميمها للكلام.
    Polise gitmeden önce biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı. Open Subtitles أنا فقط إحتجت للكلام مع احد قبل أن أذهب إلى الشرطة
    Sanırım reisin zamanı doldu. Senin konuşmak için 8 senen vardı. Open Subtitles أنا اصدق بأن ألنائب يهدر وقتة كان لديك ثمان سنوات للكلام
    konuşmak için yanlış zamanı seçer ve yanlış şeyler söyler. Open Subtitles عادة,يختار الوقت الغير مناسب للكلام, ويقول الأشياء الغير مناسبة
    Bu sabah uyandım ve seninle konuşmam gerektiği hissine kapıldım. Open Subtitles لقد أستيقظت اليوم و وجدت نفسى فى حاجة للكلام معك
    Jim, seninle yanlız konuşma fırsatı yakaladığıma sevindim. Open Subtitles جيِم، أَنا مسرور أَن يكون عندي هذه الفرصة للكلام معك بمفردنا
    - konuşacak vaktim yok. Adamlarını getir ve beni izle. Open Subtitles ليس لدي وقت للكلام إجلب رجالك وأسلحتك وإتبعني
    - Sanırım konuşmamız gereken bir şeyler var. Open Subtitles اعتقد أن هناك شيئا نحتاج حقا للكلام بشأنه
    Sonra. Federaller onu almadan konuşmalıyım. Open Subtitles لاحقاً أحتاج للكلام معه قبل السماح للفيدراليين بأخذه
    Sloane, konuşmaya hazır olup olmadığını soruyor. Open Subtitles سلونى يريد معرفة اذا أنتى مستعدة للكلام معه.
    Evet, tabii. Şişkin kürk. Ama ne zaman konuşmaya hazır olursan, ben buradayım. Open Subtitles حسنا، يا ذا الشعر الكثيف عندما تكون مستعدا للكلام أنا هنا
    Ama konuşmaya ihtiyacın olduğunda gelirsen, söz veriyorum oğlum, hep orada olacağım. Open Subtitles و لكن اذا جئت الي اذا احتجت للكلام فأنا اعدك يا بنى انى سأكون موجود دائماً
    Radha 'ya anlatma Gopal'ın Sunder için geldiğini sadece evlilik hakkında konuşmak için geldiğini söyle... ve biz de düşünmemiz gerektiğini söyledik. Open Subtitles لا تخبر رادها أن جوبال جاء من أجل سندر قول جاء للكلام عن زواج و قلنا سنفكر فى الموضوع
    İnsanlar psikiyatristlere sorunlarını konuşmak için gider. Open Subtitles يقصد الناس الأطبّاء النفسيّين للكلام عن مشاكلهم
    Hızlanamayan araç yarış dışı kalabilir .konuşmak için zaman yok tamam mı. Open Subtitles انه سينتهي أمره بالجدار السيارة اوشكت على التلف و نحنُ ليس لدينا وقتاً للكلام
    Sizinle, üzerinde çalıştığınız dava ile ilgili konuşmam lazım. Open Subtitles أحتاج للكلام معك حول الحالة أنت تعمل على.
    Kronik rahatsızlıkları olan öğrencilerle konuşmam mümkün mü acaba? Open Subtitles يكون محتمل لي للكلام مع الطلاب من كان عندها شكاوى مزمنة؟
    Siz hayvan konusunda karara varmadan sanırım Başkan'la konuşmam gerekiyor. Open Subtitles انا في حاجة للكلام مع الرئيس قبل أن تقرر أى حيوان
    Endişe etmeyin, kocamla konuşma şansınız olacak tamam mı? Open Subtitles لا تقلق ستأخذ الفرصة للكلام مع زوجي حسنا؟
    Benimle konuşacak zamanın var mı? Open Subtitles لماذا تتكلّم مع الخيول؟ هل لديك وقت للكلام معي؟
    Kapıya adam yerleştirin. Annesini bulun. Onunla konuşmamız gerekiyor. Open Subtitles ضع الناس على الباب جد الأمّ، أحتاج للكلام معها
    Dr. Stroman ile konuşmalıyım. Open Subtitles أحتاج للكلام إلى الدّكتور سترومان، رجاء.
    - Ya iş sırasında konuşması gerekirse. Open Subtitles ماذا يحدث اذا اضُطر للكلام اثناء الاقتحام؟
    John Locke hiç konuşkan biri değildim ben. Open Subtitles ياجون لوك لم أكن أبدا شخصا للكلام
    Konuşmanın alemi yok, Kathleen. Hadi şimdi iş başına. Open Subtitles لا داعى للكلام كاثلين الان ابدأى الكتابة
    Onu nerede bulabileceğimizi biliyor musunuz? Onunla konuşmalıyız. Open Subtitles تعرف أين نحن يمكن أن نجده للكلام معه، سيد؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more