| Paranızı uzun vadede kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | هو يحاول أن يوفر لكم المال بخطة للمدى الطويل |
| Bunun senin için zor olacağını biliyorum, o yüzden kısa vadede yardımımın dokunması için, derneğimizi rezil etmeyecek muhtemel sevgili adaylarının listesini hazırladım. | Open Subtitles | والآن أَعْرفُ بأن هذا صعبَ عليكِ لذا لمصلحتك سنساعدُكِ للمدى القريبِ، وضعت قائمة بدائلِ لموعد فعّال لَنْ تسقطَ المنزل |
| Eğer uzun vadede bize zarar vericekse,Hayır. | Open Subtitles | ليس إذا كان مؤذي للمدى البعيد. |
| Buralarda kalıp uzun vadeli etkilerini görmek istemiyorum. | Open Subtitles | انا لااريد الانتظار للاكتشاف الذى يفعله التعرض للمدى الطويل |
| Bakın, ben uzun vadeli düşünüyorum. | Open Subtitles | أنتم، لا أعلم، لكن بالنسبة لي فأنا أفكّر للمدى البعيد |
| Uzun süreli bir kuşatmaya hazırlanıyorlar. En iyi hamleleri sabırla beklemek olacaktır. | Open Subtitles | إنهم يخططون للمدى البعيد, وبما أننا مُصابون أفضل حركاتهم هي الصب |
| Ben de kısa süreli bir ilişki istiyorum zaten. | Open Subtitles | حسناً , لقد قررت انني احتاجه إلا للمدى القريب لا اقصد أن أكون وقحة |
| İyi bir adamla çıkmanın başlarda pek heyecan verici olmadığını biliyorum ama uzun vadede senin için en iyisi bu. | Open Subtitles | ولكنه أفضل لك للمدى الطويل. |
| - Uzun vadeli anıları yozlaşmamış mıydı? | Open Subtitles | لقد إعتقدت أن ذاكرته للمدى الطويل قد تدهورت ؟ |
| Uzun vadeli bir başarı için onları nasıl motive halde tutarım?" | TED | كيف يمكنني إبقائهم متحفزين للمدى الطويل؟" |
| Tek yol uzun süreli bakımevi gibi görünüyor. | Open Subtitles | أن يحصُل على الرعايَة السكنيّة للمدى الطويل. |
| Bir ortakyaşam kadar etkili birşey, fakat kısa süreli. | Open Subtitles | من الممكن أن تعمل عمل الـ(سيمبويت) على الأقل للمدى القريب |