| - Şimdi. Güvenlik Amiri, sen de onu hastaneye götür. | Open Subtitles | الان، أما بالنسبة لك يا قائد فريق الآمن، خذها للمشفى |
| Her gün o hastaneye gitmemin tek nedeni o hastalara önem veriyor olmam. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلني أعود للمشفى يوم بعد يوم لأنني أهتم بأمر المرضى |
| Aslında, bu zavallı kadın beyin hummasına yakalandı ve onu hastaneye götürmeliyiz. | Open Subtitles | الحقيقة أن هذه السيدة تعانى من حمى بالمخ ، ويجب أخذها للمشفى |
| hastaneye gidip, portatif bir ultrason makinası var mı diye bakar mısın? | Open Subtitles | اريد منك ان تذهب للمشفى وتخرج لي أداة صدى متنقلة من أجلي |
| Ama siz kayıtlara geçmemesi için hastaneye gitmek istemediniz ve bu yola başvurdunuz. | Open Subtitles | أنت إستخدمته لتفادي الذهاب للمشفى لأنك لم تكن تريد أن يتم تسجيل الحالة |
| Bu hastanedeki doktorlardan biri hastaneye kaldırılmadan acil ameliyatla çocuğun hayatını kurtardı. | Open Subtitles | وأحد أطباء هذا المشفى أنقذ حياته بجراحة مستعجلة قبل أن يدخل للمشفى |
| Ve bu işe yaramazsa da oğlunun ismini öğrendim, onu arayıp oğlunun bir kaza geçirdiğini ve hastaneye gelmesi gerektiğini söyleyip burada imzalatacağım. | Open Subtitles | وإذا لم ينجح هذا, فقد وجدت للتو اسم طفله لذا سأقوم بالاتصال به, وأتظاهر بأنه وقع في حادثة وأخبره ان عليه المجيء للمشفى |
| Seni hastaneye götürmeye kalkınca yumruk atmaya çalıştın ve ismini söyledin. | Open Subtitles | لقد أمرتني بالاتصال بها بعدما حاولت ضربي أثناء محاولتي أخذك للمشفى |
| Seni hastaneye götürmeye kalkınca yumruk atmaya çalıştın ve ismini söyledin. | Open Subtitles | لقد أمرتني بالاتصال بها بعدما حاولت ضربي أثناء محاولتي أخذك للمشفى |
| Kapıya iki gestapo subayı bıraktım ve Kayzer'i hastaneye götürdüm. | Open Subtitles | تركت اثنين من ضباط جيستابو لحماية البوابة وأخذت القيصر للمشفى. |
| Eğer kadın doğum yapıyorsa, hastaneye deveyle gidiyordu. | TED | فان كان هناك امرأة في المخاض تسافر على الجمل للوصول للمشفى |
| Beni genç matadorla birlikte hastaneye götürmeğe çalıştılar, fakat ben gitmeyi reddettim. | Open Subtitles | حاولو أخذي للمشفى مع الرجل الشاب لكنني رفضت الذهب |
| Jakovljevic, âlem adamsın! Adamlarının beni beklediği hastaneye mi gideyim? | Open Subtitles | أنت مجنون يجب أن أذهب للمشفى حيث ينتظرني قومك |
| Sana yardım etmek istiyor. hastaneye dönmeni hiç istemem. | Open Subtitles | إنه يريد مساعدتكِ أكره رؤيتكِ تعودين للمشفى |
| Dikkati dağılmayacaktı, anlaşmıştık. Onu hastaneye yollamak istemem. | Open Subtitles | لقد إتفقنا ، لا صرف إنتباه أكره إرسالها للمشفى |
| Onu tekrar hastaneye yatırıp, psikotropik ilaçlara başlayacağız. | Open Subtitles | سنعيدها للمشفى وسنبدأ بعقار مؤثر قوي على العقل |
| Sence Barbara neden hastaneye gelmedi? | Open Subtitles | عندما يضربك شيءٌ ما في مؤخرتك لم تعتقد أن باربرا لم تأت للمشفى ؟ |
| Selefinize hastane ziyareti, Teğmenim. | Open Subtitles | كنت فى زيارة للمشفى للقائد السابق سلفكم، يا سيدى |
| Gidelim. Benimle gel hadi. Beni revire götürürsen hayatını kurtarırım. | Open Subtitles | هيّا بنا، تعال معي فورًا، اذهب بي للمشفى وسأنقذ حياتك. |
| Evet ama bu adamın burada değil, hastanede olması gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً لا يجب عليه التواجد هنا. بل عليه الذهاب للمشفى |
| hastanenin karşısındaki sokakta. | Open Subtitles | إنّها في الشارع المقابل للمشفى مباشرةً وفيها إضاءةٌ رائعة |
| - hastanelik etmiş resmen. - Kimseyi hastanelik falan etmedi. | Open Subtitles | ـ وأدخلهم المشفى ـ إنه لم يدخل أيّ أحد للمشفى |
| Bir doktor hastahaneye yatmamı salık verdi. | Open Subtitles | الطبيبُ قد طلب منِّي اليوم أن أذهب للمشفى. |