Sonra dua diğer günler vardır var unutmak dua yaşam için merhamet yok. | Open Subtitles | ثم هناك أيام أخرى عندما تصلون الدعاء أن ننسى هناك لا رحمة للمعيشة. |
Temiz, kirletilmemiş bir dünyada, ormanın içerisinde kendi yaşam şekillerini oluşturmak için mücadele ediyorlar. | TED | إنهم يناضلون لتطوير سبلهم الخاصة للمعيشة داخل الغابات في عالم نظيف، عالم غير ملوث، عالم خال من التلوث. |
Ben de, duruma uygun olarak, bu işle para kazanıyorum. | Open Subtitles | وانا, بشكل مريح, افعل ذلك للمعيشة, لذلك... |
Ben de, duruma uygun olarak, bu işle para kazanıyorum. | Open Subtitles | وانا, بشكل مريح, افعل ذلك للمعيشة, لذلك... |
Belki de gerçeği utandırmak için söylenebilecek birşeyler vardır, bir efsane yerine bir ilişkinin gerçekliği içinde yaşamak için. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هناك شيء الّذي سَيُقالُ لإعتِناق الحقيقةِ، للمعيشة في حقيقةِ علاقة بدلاً مِنْ الأسطورةِ. |
yaşamak için tükürük kovalarını boşaltıyorum ama ölmüş de olabilirdim. | Open Subtitles | أفرغ صناديق البصاق للمعيشة لكن كان من الممكن أن أكون ميتا |
Özellikle 65 yaş üstü insanlar da bu alternatif yaşam düzenlemelerini aramaya çok yatkınlar. | TED | والأشخاص فوق 65 عام خاصة هم عرضة للبحث عن مثل هذه الترتيبات البديلة للمعيشة. |
Sanırım yeni yaşam tarzının amacı, kendisini zinde tutmak. | Open Subtitles | وأعتقد أن له قاعدة جديدة للمعيشة تهدف للحفاظ عليه لائقا صحيا |
Batı'da bir türlü sonu gelmeyen ekonomik kriz, insanlara sahip oldukları yüksek yaşam kalitesini her an kaybedeceklerini ve yoksullukla karşılaşacaklarını düşündürüyor. | TED | الأزمة الاقتصادية الطويلة في الغرب هي التي جعلت الناس يعتقدون أنهم على وشك أن يخسروا مستواهم العالي للمعيشة ومواجهة الحرمان. |
Bununla birlikte, sendika işleri hızla geriliyor ve şimdi bizler için sendikalarımızı finansal ve politik sermayelerini bir araya getirip iyi bir yaşam sağlayabilecek ücretlerle yeni işler yaratmaları için göreve çağırma vakti. | TED | مع ذلك انخفضت الوظائف النقابية بشدة، وحان الوقت لنبدأ بدعوة النقابات لأن تستثمر رأس مالها المالي والسياسي في إيجاد وظائف نقابية جديدة وتكفي للمعيشة في مجتمعاتنا. |
İkinci kata bir bakalım. Çok güzel bir yaşam alanı var... | Open Subtitles | ،ألقي نظرة على الطابق الثاني ...يوجد فراغ جميل جداً للمعيشة |
- Hayatımı kazanıyorum. | Open Subtitles | انها وسيلة للمعيشة |
Hayatımı böyle kazanıyorum. | Open Subtitles | للمعيشة |
Hayatımı böyle kazanıyorum. | Open Subtitles | للمعيشة |
Ta ki yaşamak için çok daha iyi bir yol bulana kadar. | Open Subtitles | حتى نجد سبيل أفضل ودائم للمعيشة |
Dört yıllık okul harçlara yılda 15.000 dolar desek... 5.000 de rahat yaşamak için diyelim. | Open Subtitles | - حسنٌ، أربع سنوات في الدراسة لنقل .. خمسة عشر ألف لتعليم العام الواحد. وخمسة أخرين للمعيشة والراحة |
Bu ormanlar yaşamak için. | Open Subtitles | هذه الغابات للمعيشة. |
Gerçi öyle olursa Mystic Falls tekrar yaşamak için iyi bir yer olabilir. | Open Subtitles | رغم ذلك، ربّما تصير (ميستك فولز) مكانًا شبه لائق للمعيشة فيه مجددًا. |
yaşamak için harika bir yer. | Open Subtitles | انه مكان جميل للمعيشة... |