"للوصول إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • ulaşmak için
        
    • gelmek için
        
    • gitmek için
        
    • ulaşmanın
        
    • almak için
        
    • girmek için
        
    • erişmek için
        
    • giden
        
    • ulaşması
        
    • ulaşabilmek için
        
    • ulaşma
        
    • ulaşmam
        
    • gelirken
        
    • bulmak için
        
    • gelebilmek için
        
    Ama kuarkın büyüklüğüne ulaşmak için 1000 kez küçülmek gerekiyor. Open Subtitles لكن للوصول إلى حجم الكوارك فعلينا التكبير ألف مرة أكثر
    Suya ulaşmak için tek şansımızın oraya üstten girmek olduğunu anladım. Open Subtitles أدركت بأن فرصتنا الوحيدة للوصول إلى الماء كانت بالسقوط من الأعلى
    Oraya gidip takviyelerle geri gelmek için üç gün yetmez. Open Subtitles ثلاثة أيام مدة غير كافية للوصول إلى ألبني والعودة بالتعزيزات
    Ve her sene insanlar, zehirli ökseotunun altında mikroplu insanları öpecekleri partiye gitmek için karlı havada araba sürer. Open Subtitles وفي كل سنة , يقود أناس في العواصف للوصول إلى أماكن بعيدة حيث يقبّلون غرباء مصابين بجرثومة الهدال السام
    Ki bu cadılara ulaşmanın yolu olabilir. Open Subtitles مما قد تكون هذه هي الوسيلة للوصول إلى الساحرات
    Ayrıca kazanova bir dolandırıcı. Kadınların paralarını almak için onları baştan çıkarıyor. Open Subtitles هو أيضاً ما ندعوه بالمحتال زير النساء يغوي النساء للوصول إلى أموالهن
    Ana bilgisayara girmek için kendi güvenlik kodunu mu kullandı? Open Subtitles اذن هو استخدم شفرته الامنية للوصول إلى جهاز الكمبيوتر الرئيسي؟
    Bu konuma ulaşmak için bence bundan daha iyi bir tavsiye yoktur: Soluna bak, sağına bak. TED للوصول إلى هناك، أعتقد بأنه لا يوجد نصيحة أفضل من هذه: انظروا لشمالكم، انظروا ليمينكم.
    Hayatta kalan birine ulaşmak için tek umut ta bodrumda, yanan şeyler arasından gitmek durumdasınız. TED الأمل الوحيد للوصول إلى طريق الناجين في الطابق السفلي، هو المرور من بين أشياء مشتعلة.
    Hedefine ulaşmak için yaptığı açlık grevlerinin gücünü keşfettik. TED تعلمنا عن قوة الإضراب عن الطعام والذي قام بها للوصول إلى أهدافه.
    Daha kararlı bir duruma ulaşmak için nükleer radyasyon denen bir madde ve/veya enerjiyi rastgele çıkaracaklardır. TED ستقوم هذه النظائر بإخراج الطاقة أو المادة بشكل عشوائي، والتي تعرف بالإشعاع النووي، للوصول إلى حالة استقرار أعلى.
    Son paramı buraya gelmek için tek yön bilete harcadım, ve sen bana inanç üzerinden iyileşmekten mi söz ediyorsun? Open Subtitles لقد أنفقت الدولار الأخير المتبقي لدي للوصول إلى هنا في تذكرة ذهاب فقط، و أنت تخبرينني بالشفاء عن طريق الإيمان
    Bu seviyeye gelmek için insanların ne kadar çalıştığını biliyor musun? Open Subtitles هل لديك فكرة كم عدد سنوات التدريب التي تلزم الشخص للوصول إلى هذا المستوي ؟
    bazen garaj kapısının yanına gitmek için sokak aralarını kullanırlar. Open Subtitles يقوم الموظفون أحياناً بقطع الزقاق للوصول إلى موقف السيّارات المُجاور.
    Fedakarlığımıza uygun bir barışa ulaşmanın tek yolu budur. Open Subtitles هو الوسيلة الوحيدة للوصول إلى سلام مُلائم لتضحياتها
    O parayı almak için bir yol bulmak zorundasın yoksa anlaşma olmaz. Open Subtitles حسنٌ، تحتاج لإيجاد طريق للوصول إلى ذلك المال، وإلّا فليس لدينا اتّفاق.
    Buraya girmek için kullandığımız yol. Open Subtitles هذا هو الطريق الذي اعتدناه للوصول إلى هنا
    Güvenlik kilidi var, efendim. İşleve erişmek için bir insan gerekiyor. Open Subtitles هُناك قفل سري، يا سيدي، إنه يتطلب شخص للوصول إلى وظائفه.
    Annem, bir erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini söyler her zaman. Open Subtitles لطالما قالت أمي إن أفضل طريق للوصول إلى قلب الرجل، عبر معدته
    USB belleğin ulaşması birkaç gün alabiliyor; ama en azından yüksek çözünürlükte ve kesintisiz nitelikte ulaşıyor. TED قد يستغرق بضعة أيام للوصول إلى هناك، ولكن على الأقل فإنه يحصل هناك في عالية الوضوح وفي نوعية موثوق بها.
    o noktaya geldiğimizde, dalgalara ulaşabilmek için buz kütlelerini kenara itiyorduk. TED وبمجرد أن وصلنا هنالك، كان علينا أن ندفع كتل الجليد هذه في محاولة للوصول إلى الأمواج.
    Orgazma ulaşma zamanını. Boşalmanın mesafesini. Open Subtitles الوقت للوصول إلى النشوة الجنسية و مسافة القذف
    Motora ulaşmam gerekiyor trenin kontrolünü alabilmek için. Open Subtitles إستمع , أحتاج للوصول إلى غرفة القيادة لإحكام السّيطرة على هذا القطار
    Bugün buraya gelirken GPS (Küresel konumlandırma sistemi) kullandım ve burası benim şehrim. TED استخدمت نظام الملاحة عبر الأقمار الصناعية للوصول إلى هنا اليوم، وهذه مدينتي.
    Doktor Grimes, şu sıralarda ülkemizde meydana gelen cinayet sorununa bir çözüm bulmak için, çok çalıştığınızı biliyoruz. Open Subtitles تعملون جاهدين للوصول إلى تفسير لما يحدث فهل وصلتم إلى أي نتائج؟
    Ama buraya gelebilmek için çok uğraştık ve ben şimdi gitmiyorum. Open Subtitles قاسينا الكثير للوصول إلى هنا ولن أرحل الآن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more