Bak, kız arkadaşınla olanlar için çok üzgünüm, gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | انظر، أنا آسف لما حدث مع خليلتك، أنا حقاً كذلك |
Bunun için biraz geç olabilir ama olanlar için özür dilerim. | Open Subtitles | . ربما يكون هذا متأخراً ولكن أنا آسفٌ لما حدث حينها |
Gitmeden önce, olanlar için gerçekten üzgün olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | قبل أن تذهب أردت أن أخبرك بأني بغاية الأسف لما حدث |
- Kayıta geçsin... Geçen akşam olanlardan dolayı gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | انا آسف حقاً لما حدث في الليلة الماضية وانا ايضاً |
Bak adamım, bugün Dan konusunda olanlar yüzünden özür diliyorum. | Open Subtitles | مرحباً انظر، يارجل أنا آسف لما حدث اليوم مع دان |
Çocukluğun yoluna döndün, sen bugün olanlar hakkında doğal bir sonuç buluverdin gene. | Open Subtitles | أرجع الى طفولتك لقد وجدت أستدلالا لما حدث اليوم |
olanlar için çok üzgünüz Ajan Scully. | Open Subtitles | نحن جميعاً نشاركك الحزن لما حدث, أيتها العميلة سكالي. |
Bak, annene olanlar için üzgünüm, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، أنا فعلاً آسف لما حدث لوالدتك، حسناً؟ |
ne yanlış nede doğruydu olanlar için affetmeni istiyorum | Open Subtitles | ما كان خطأ او صواب أطلب منك السماح لما حدث |
Dinle, Andy geçen akşam olanlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أصغي آندي أنا آسفة فعلاً لما حدث لك تلك الليلة |
Dün olanlar için üzgünüm. Zayıf olduğum bir ana denk geldi. | Open Subtitles | أنا متأسف لما حدث ليلة البارحة لقد كانت لحظة ضعف |
Emily, geçen gece olanlar için gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | إيملى، أنا آسفة لما حدث تلك الليلة على العشاء |
Emily, geçen gece olanlar için çok üzgünüm. | Open Subtitles | إيملى، أنا آسفة لما حدث تلك الليلة على العشاء |
Sanırım babam hâlâ ona olanlardan dolayı kendini sorumlu tutuyor. | Open Subtitles | أعتقد أن والدي لا يزال يشعر بالمسؤولية لما حدث لها؟ |
İnanın eşim ve ben olanlardan dolayı çok üzgünüz. | Open Subtitles | صدقني ، أنا و زوجتي منزعجين للغاية . لما حدث |
Bakın, sadece buraya gelip tüm bu olanlar yüzünden sizden özür dilemek istemiştim. | Open Subtitles | انظر , اردت ان آتي و اقول لك اني آسف لما حدث |
Albay Childers'e olanlar hakkında kendimi çok kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بالأسى الشديد لما حدث للكولونيل شيلديرز |
İkisi de üstümden çekilip beni orada kanayarak, ağlayarak ve az önce ne olduğunu anlamaya çalışır halde bıraktılar. | TED | كلاهما نهض مني و تركاني هناك أنزف، باكية و مرتبكة لما حدث للتو. |
Kız kardeşine ne oldu bilmiyorum, ama o da diğerleri gibi... | Open Subtitles | وأجهل ما حدث لأختك ولكنه كان مماثلاً لما حدث في السابق |
- O bir kazaydı Kim. olanları reddedip bahane uydurmayı bırak. | Open Subtitles | توقفى عن اختلاق الاعذار من اجله وانكارك لما حدث |
Eminim babanda bende olanlarla ilgili farklı şeyler söyleriz sana. | Open Subtitles | حسنا، أنا متأكد أنني ووالدك نملك روايتين مختلفتين لما حدث. |
Benim suçum. Seni vurmasaydım, bunların hiçbiri olmazdı. | Open Subtitles | انها غلطتي ، فلو لم اطلق عليك النار لما حدث مايحدث الآن |
Bugün parkta olanlardan ötürü özür dilerim. Sanırım kendimi kaybettim. | Open Subtitles | ويل ،انا اسفة جدا لما حدث فى البارك اليوم |
Bir de bunun üstüne hafızamız genelde olanlara dair tek kanıtımız. | TED | وما يزيد الطين بلة، غالباً ماتكون ذاكرتنا هي دليلنا الوحيد لما حدث. |
Demek istediğim, annem ve onun özel arkadaşına ne olduğuna baksana. | Open Subtitles | أعني، انظري لما حدث لوالدتي و صديقها المُميّز |
Eğer buraya tertemiz bir şekilde gelmiş olsaydım, bunların hiçbiri olmayacaktı. | Open Subtitles | لو لم يتم عضي في البداية لما حدث أي من هذا |
Vücudun ve zihnin olanların stresi ve kederi ile bu şekilde başa çıkıyor. | Open Subtitles | إنها الطريقة التي يتعامل بها جسمك وعقلك مع الضعط العصبي والأسف لما حدث |
Ama bunu yaşadıktan sonra, tam olarak ne olduğunun farkına vardıktan sonra, | TED | ولكن بعد مروري بهذه التجربة وبعد ادراكي لما حدث للتو؟ |