Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
Yeğenim hakkında konuşuyorsun ve ben ona yardım etmek için elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن ابن أخي هنا، و أنا سأفعل كل ما بوسعي لمساعدته. |
O adamın yardımına ihtiyacımız yok.. Olsaydı bile kabul etmezdim. | Open Subtitles | لسنا بحاجة لمساعدته , و لن آخذها حتى لو أعطاني |
Çok geçmeden, bir mekanizma geliştirdi. Neredeyse mancınık gibi nesneleri fırlatabildiğiniz bir mekanizma. Bizi de yardımcı seçiyor. | TED | و قبل وقت طويل، نوعاً ما قد حصل على هذه الاَلية حيث يمكنك انشاء و اطلاق الاغراض هنا و هناك و ينتقينا لمساعدته. |
Böyle duramam. ona yardım etmeliyiz. Bunu tek başına başaramaz. | Open Subtitles | يجب ان نذهب لمساعدته لايمكنني طلب ان يقوم به لوحده |
Ama ölmeden önce, bazıları ona yardım etmeye gitti. | Open Subtitles | لكن قبل أن يموت ، بعض الناس توقفوا لمساعدته |
Ama ona okuma ve matematiğin ana becerilerini öğretirken bu büyük duygulara yardım etmenin bir yolunu bulmak zorundaydık. | TED | لكن لا يزال علينا أن نجد طريقة لمساعدته في هذه الانفعالات الكبيرة بينما نعلمه المهارات الأساسية للقراءة والحساب. |
Ona yardım etmek için hiçbir şey yapmadığını öğrendiğimdeki şaşkınlığımı düşün. | Open Subtitles | إن كنت قد فعلت شيئا لمساعدته. في 12 سنة ، وندى. |
Geçmişinden tatsız bir şey Parasıyla yardım etmek için yaklaşır, ama artık çok geçtir, geçmişi gelir ve onu avlar. | Open Subtitles | قد تجد شيئاً كريهاً في ماضيه. يفاتحكما في الأمر لمساعدته في المال، إذن فقد عاد ماضيه لمطاردته، فمن يدري؟ |
Kimsenin, ona yardım etmek için bir şey yaptığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه بوسع احدهم فعل أى شىء لمساعدته |
Onların yarattığı ve ilham verdiği bilgelik ve güç onun yardımına yetişir. | Open Subtitles | والحكمة والقوة التي رعتهم وتلهم هذا الشعب ستحضر لمساعدته |
Kendini durduramadı ve yardımına ihtiyacı olanları hedefledi. | Open Subtitles | يستهدف الأشخاص الذين يعتقد أنهم بحاجة لمساعدته |
Etrafta dolaşmak için Adam'ın yardımına ihtiyacının olması mantıklı geliyor. | Open Subtitles | تبدو متوافقة وتعلل لماذا آبوت إحتاج آدم لتنفيذ عملياته لمساعدته بالتواجد هنا |
Ya hayal ettiğimiz özellikler deveyi Sahra gibi yerlere tamamen uyumlu hâle getirerek aslında kışı atlatmasına yardımcı olmak için evrim geçirtiyorsa? | TED | ما إذا كانت الميزات التي نتصورها تجعل الجمل يتكيف في أماكن مثل الصحراء، تطورت في الواقع لمساعدته على مواجهة الشتاء؟ |
İyi ki eski arkadaşları arasında komisyon almasına yardımcı olmakta istekli olan bazı arkadaşları var. | Open Subtitles | من حسن حظه بان بعض اصدقاءه القدماء مستعدون لمساعدته ليحصل على توصية |
Bu büyük problemi ortadan kaldırmaya çalışıyordu ama ona yardım eden kimse yoktu. | Open Subtitles | يحاول أن يصحح تلك المشكلة الهائلة ولكنه لا يستطيع أن يجد أحداً لمساعدته |
İtalyan'ım ve elimden geldiği kadar araştırmasına yardım etmeye geldim. | Open Subtitles | أنا إيطالى و أنا هنا لمساعدته فى أبحاثه بقدر ما أستطيع |
Yani, ona burada ve hemen yardım etmenin bir yolunu bulmalısın. | Open Subtitles | لذا عليكِ أن تجدي طريقة لمساعدته هنا و في الحال |
Ona sırt çeviremeyiz ! yardıma ihtiyacı var ! | Open Subtitles | لا يمكن أن ندير ظهورنا عنه أنه يحتاجنا لمساعدته |
Benzer çocuklar kızamığa karşı aşılanmamış eğer kızamık olur ve aşılanırlarsa, aileleri yardım için binlerce rupi harcayacaklar. | TED | نفس الطفل الذي لم يتلق التطعيم ضد الحصبة، لو حدث أن أصيب بها، سينفق أبويه الآف الروبيات لمساعدته على الشفاء. |
Tanrıya şükür ailesi onu cerrahi mücadeleye gönderdi... ki sizde orada ona gerekli pis oksijeni vererek kıçına tekmeyi basmamızın gayet güzel yardımı oldu. | Open Subtitles | شكراً لله لأن عائلته نقلته إلى الجراحة حيث كنتم جيدين بما يكفي لمساعدته بترك عادة التنفس السيئة التي كانت لديه. |
Annem öldü ve babama yardım etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | كنت قلقا جدا بشأن ابي، كنت بحاجه لمساعدته وكان رأسي قد تشوش قليلا |
ona yardım edecek doktor olmayacağına göre zaten büyük ihtimalle ölecek. | Open Subtitles | هناك فرصة جيدة بأنه سيموت على أية حال حيث لن يكون هناك طبيب لمساعدته |
Bir ücret karşılığında Bayan Schultz'dan... büyüye yardım etmesini istedi. | Open Subtitles | ليكافئ هو سأل الآنسة. شولتز لمساعدته بالسحر |
İşte bu yüzden buradayım. Yeni bir yayıncı bulmasına yardım edeceğim. | Open Subtitles | لذلك جئت، لمساعدته في إيجاد ناشر جديد، سأفعل أي شيء له |