Uzun mesafe koşusu sadece sağlığım için iyi değildi. Düşünmeme ve büyük hayaller kurmama yardımcı oluyordu. | TED | الجري لمسافات طويلة لم يكن فقط جيد لصحتي بل أيضاً ساعدني على التأمل و الحلم بأشياء كبيرة. |
mesafe çok uzak ve ses su altında çok uzun yol alır. | Open Subtitles | إنه بعيد جداً وينتقل الصوت لمسافات بعيدة جداً تحت الماء |
Üretiminizi tükettiğiniz yere yakın yapabildiğiniz için uzak mesafelere göndermekten kurtuluyorsunuz. | TED | ولأن باستطاعتك زراعة الغذاء قريباً من مكان الاستهلاك، إذاً لا نحتاج نقلها لمسافات بعيدة. |
Gözün farklı mesafelere odaklamasına izin veren bölümüne kristal mercek denir. | TED | الجزء من العين الذي يسمح لنا بإعادة التركيز لمسافات مختلفة يدعى العدسة البلورية. |
Belki de gelişmiş medeniyetler, dış uzaydan ziyade iç uzayı keşfetmeyi seçtiler veya kısa mesafeleri keşfedecek mühendisliğe sahipler. | TED | ربما تختار حضارة متقدمة استكشاف الفضاء الداخلي بدلاً عن الفضاء الخارجي، أو الهندسة لمسافات قريبة بدلاً عن البعيدة. |
Kuşkusuz kardeşleri uzun mesafeleri koşabiliyor ve avlanabiliyordu... ...muhtemelen de bunu yaparken terliyorlardı. | TED | وبالتأكيد أشقائه قادرين على الجري لمسافات طويلة يطاردون الصيد، وربما يتصببون عرقا كما فعلوا ذلك. |
Babamla bazen günlerce yürüyüşe çıkardık. | Open Subtitles | أبى وأنا كنا نقوم بالمشى لمسافات طويلة لأيام فى هذا الوقت |
Bu Koca Ayak'ın uzak mesafeden duymasını sağlar. | Open Subtitles | هكذا يتواصل ذوي الأقدام الكبيرة لمسافات طويلة. |
Geçen sene bile,Afrika'nın en yüksek dağı olan Klimanjaro dağlarında yürüyüş yaparken buldum. | TED | وفي السنة الماضية ,انتهيت الى المشي لمسافات طويلة على جبل كاليمنجارو اعلى جبل في افريقيا. |
Size bundan sonra göstermek istediğim şey, laboratuvarımızda yaptığımız bir dizi deney, bunlarla bu robotun daha uzun mesafeler boyunca gitmesini sağladık. | TED | ما أريد أن أريكم تاليا هو مجموعة من التجارب أجريناها داخل المختبر حيث كان الروبوت قادرًا على الذهاب لمسافات أطول. |
Uzun mesafe yapan kamyon şoförü olurum diye düşünmüşümdür hep. | Open Subtitles | لطالما فكرت بأنه من الرائع أن أصبح سائق شاحنه لمسافات طويله |
Lokal arama mı yoksa uzun mesafe mi? Harika. | Open Subtitles | هل هذا المحلية أو مكالمة لمسافات طويلة ؟ |
Ve sonra üzerine uydu etiketi koyacağız. Bu etiket bize köpek balığının uzun mesafe seyahatleri hakkında bilgi verecek. Bunu da hayvanın üzerindeki bilgisayar ışık tabanlı jeolojik algoritması sayesinde çözecek. | TED | ومن ثم سنضع بطاقة القمر الصناعي هذا سوف يمنحنا رحلات لمسافات طويلة مع خوارزميات لمواقع أرضية على أساس ضوئي يتم حلها في الحاسوب الذي على السمكة. |
Aynı güç uygulandığında farklı metaller farklı mesafelere uçar. | Open Subtitles | المعادن المختلفة تطير لمسافات مختلفة عند تطبيق نفس القوّة |
Kısa mesafelere uçabildikleri için, sadece yiyecek kaynaklarının yakın olduğu yerlere yuva kurarlar. | Open Subtitles | ولأنهم يطيرون لمسافات قصيرة فقط فإنهم يعششون حيث يكون بالقرب منهم إمداد جيد من الطعام |
Çoğu şamandıra biraz fazla zarla kaplanmıştır ama uzak mesafelere gidebilirler. | Open Subtitles | هناك العديد من قناديل البحر الهلامية التي تتكون فقط من أغشية ملتفة وتندفع عبر المحيط لمسافات بعيدة. |
Okyanusta sebep olduğumuz sesler değişik frekanslarda olabilir ve çok büyük mesafeleri katedebilirler. | TED | الضجيج الذي نلقي به في المحيط يأتي بكل الترددات المختلفة التي بوسعها أن تسافر لمسافات طويلة. |
Bir haftalık süre zarfında, sekiz kilometreden uzun mesafeleri koşması yasaklanmıştır. | Open Subtitles | ممنوع من الجري لمسافات أكثر من خمسة أميال لأسبوع |
Bunun teoride anlamı tek bir insan ömrü içinde olağanüstü mesafeleri aşıyor olabilirdik. | Open Subtitles | فهو يعني نظرياً إمكانية السفر لمسافات شاسعة خلال عُمر الإنسان |
Evet, yürüyüşe çıkacaktık fakat annem kutuları içeri taşımam için beni çağırdı. | Open Subtitles | كنا ستعمل تذهب المشي لمسافات طويلة ولكن أمي جعلني تأتي داخل لوضع بعض صناديق بعيدا. |
Denek "Y" ise uzak mesafeden mermilere dayanıklı. Yakın mesafe ise tehlike arz ediyor. | Open Subtitles | المادة "واو" منيع للرصاص لمسافات معينة ومعرض للخطر من مسافات قريبة |
Tek başına uzun bir yürüyüş yaparken, "Tiffany's"i soymak için kusursuz bir plan hazırlamak ise, ciddidir. | TED | المشي لمسافات طويلة وحيدا، تراجع خلالها خطة محكمة للسطو على محلات تيفاني، هو أمر جاد. |
CA: Ama o zaman Hyperloop'un bir tünelde oldukça uzun mesafeler aldığını hayal edebiliyorsun. | TED | لكنك تستطيع أن تتخيّل هايبرلوب داخل نفق يسير لمسافات طويلة جدًا. |