Yardım olmadan geleceğimi nasıl planlayacağım? | Open Subtitles | كيف لي أن أخطط لمستقبلي من دون القليل من التوجيه؟ |
Ve hiçbiri para hakkında bir bok bilmiyor. Kendi geleceğimi planlamalıyım. | Open Subtitles | ولا ابحث عن النقود علي ان انتبه لمستقبلي |
Teyzem bunun geleceğimi şekillendireceğini söylüyor. | Open Subtitles | عمتي قالت أنها سوف تمهد الطريق لمستقبلي. |
Ne istediğimi ve geleceğim için neyin iyi olduğunu siktir et. | Open Subtitles | لا تعرفُ شيئا حول ما أريده، و ما هو أفضلُ لمستقبلي |
Ve hayatımda ilk defa geleceğim adına mazeret uydurabilecek durumda değilim. | Open Subtitles | و للمرة الأولى في حياتي لا أملك أعذاراً لمستقبلي |
Piskoposlukça öngörülen düzenler,eğer kendi geleceğime küçük bir bakış atmama izin varsa, ve balıkçılık birbirine uyum sağlamıyor. | Open Subtitles | حسب الضوابط الكنيسية, إذا سُمح لي بالنظر لمستقبلي, مع التجارة السمكية لا يليقان أبداً ببعضهما. |
Yani, geleceğime sen karar veriyorsun. | Open Subtitles | ماذا ؟ في النهاية ، أنت مازلت تخطط لمستقبلي كما تريد ومثلما تتمني |
Geleceğimle alakalı her imgelem... bu süpriz partiyi planlamakla alakalı olduğunu göreceksin... | Open Subtitles | أي رؤية لمستقبلي ستكون فقط كوني أخطط لهذه الحفلة المفاجئة |
Tüm geleceğimi benim yerime planladın değil mi? | Open Subtitles | لقد خطّطت لمستقبلي بالكامل، أليس كذلك؟ |
geleceğimi rahatlıkla planlıyorum. | Open Subtitles | يمكنني التخطيط لمستقبلي أخيراً.. |
Tüm geleceğimi planlamıştım ve çok mutluydum. | Open Subtitles | لقد خطّطت لمستقبلي كلّه، وكنت سعيدة. |
Evsiz ve işsiz geleceğimi. | Open Subtitles | لمستقبلي كمتشرد وعاطل عن العمل |
Ben geleceğimi planlamayı seçtim. | Open Subtitles | لقد إخترت خطتي لمستقبلي |
Bayan Price, geleceğimi kararlaştırdım. | Open Subtitles | بعد كل شيء, آنسة (برايس) لقد اتخذت قراراً بالنسبة لمستقبلي, |
Karl, bu yemeğin Bollenbecker şirketler grubundaki geleceğim için önemini biliyorum ama ailevi bir olay var. | Open Subtitles | كارل أعرف مدى أهمية هذا العشاء لمستقبلي في شركة بولينيكر لكن لدي عائلة وفي موطني |
Yani, biraz pahalı olacak, ama geleceğim için çok büyük bir yatırım. | Open Subtitles | أنا أعرف أنه إستثمار كبير لكنه أمر مهم بالنسبة لمستقبلي |
Seçilmemeni sağlayacağım çünkü benim de siyasi geleceğim için planlar yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لأنك لن تصل إلى ولاية ثانية. وسأتأكد من ذلك، لأنني سأضع بعض الخطط لمستقبلي السياسي. |
Bugün burada karşınızda geleceğime dair yenilenmiş düşüncelerimle dikiliyorum. | Open Subtitles | لذا, أنا واقف هنا أمامكم اليوم مع إحساس مجدد لمستقبلي الخاص |
Kendi geleceğime böbrek nakli için gidiyorum. | Open Subtitles | أنا مجرد عملية زرع الكلى المشي لمستقبلي النفس. |
O makine geleceğime açılan bir kapı. | Open Subtitles | وهذا الجهاز هو بوابة لمستقبلي. |
Çünkü olası Geleceğimle başa çıkamıyorum. | Open Subtitles | لأنني لا أستطيع التعامل مع ما يمكن لمستقبلي أن يكون |
Kimsenin bilmeyeceği ve kimsenin umursamayacağı geleceğimden bir enstantene ile yaşarım. | Open Subtitles | أعيش صورة لمستقبلي الذي لن يعرفني فيه أحد أو يكترث لأمري. |
O bazı büyük şeyler söyledi kariyerim için. | Open Subtitles | لقد فعل بعض الأمور الكبيرة لمستقبلي |