"لمستها" - Translation from Arabic to Turkish

• dokunursan
• Ona dokundun
• dokundum
• dokunduğun
• dokunduğumda
• dokunduğunda
• elini sürersen
• Ona elini
• dokunduğu
• dokunduğum
• Tıklattım
• dokunmadım
• Dokundunuz

Ona bir daha dokunursan seni mahvederim.
إذا لمستها مجددا فسأظل أضربك حتى منتصف الأسبوع القادم

Çok iyi dinle. Ona bir daha dokunursan, ya da böyle bir şey yaparsan... seni öldürürüm.
اسمعيني جيداً,إذا لمستها مرة أخرى إذا فعلتي هذا ثانيةً ,فسأقتلك

Ellerinle Ona dokundun ve torunum artık yürüyor!
إنها تمشي الآن لأنك لمستها بيديك!

Gördüm. Ona dokundum! Senin getirdiğin topraktan daha çoktu.
انا رأيتها , انا لمستها مخلفات اكثر غنى وسواد من مخلفاتك

- Denedim. Ona dokunursan, benim rehinliğimi kaybedersin, çünkü beni vurmak zorunda kalacaksın.
اذا لمستها ستخسرنى مثل الرهينة لان يجب عليك انت تقتلنى اولا

Eğer ona dokunursan, kılına dokunursan, kaybedersin.
اذا لمستها, او نظرت لها نظرة عابرة.ستخسر

- Ona dokunursan, seni öldürürüm. - işim bitince ona sen de binebilirsin.
اذا لمستها , سوف أقتلك يمكنك أن تغتصبها بعدى , عندما انتهى

Ona ya da Kerrianne'a dokunursan seni milyonlarca parçaya bölerim.
لو لمستها أو لمست " كاريان " سأقطعك مليون قطعة

İstediğim bu. Benim hatun gibi birini istiyorsun ama benimkine dokunursan öldün bil.
أعرف أنك تريد فتاه كزوجتي لكني سأقتلك لو لمستها

Ona bir daha dokunursan, ona ters bir şekilde bakarsan seni bulurum.
إن لمستها مُجدداً إن نظرت إليها نظرة جانبية فحسب فسأعثر عليك

Ona dokundun mu?
نعم هل لمستها ؟

Ona dokundun mu, tutmaya çalıştın mı?
هل لمستها , أغتصبتها ؟

Ona dokundun mu?
هل لمستها ؟

DH: dokundum ona Barry. Bu yeterli olmalı.
دان هولزمان : لقد لمستها باري .. لمستها .

Bir kadına dokundum ve ondan elektrik aldım
لمستها واحسست بالحراره بداخلي.

sadece kadına dokundum... - seni yalancı!
انا لم اضرب احد لقد لمستها فقط

Ben senin izlediğin, dokunduğun, incittiğin... becerdiğin, öldürdüğün, küçük kızların hepsiyim.
انا كل فتاه صغيره رائيتها لمستها . جرحتها

Ayrıca makine, ona dokunduğumda tepki veriş şekliyle adeta beni çağırıyor gibiydi.
وتلك الطريقة التي أستجابت به الآلة إليّ بعد أن لمستها.. إنه يبدو كما لو أن الآلة كانت تناديني

Kenzi karta dokunduğunda kart alev aldığı zaman bir bilet olmuştu.
البطاقة كشفت عن نفسها على انها تذكرة عندما كينزي لمستها واحترقت

Ona elini sürersen, yemin ederim oraya gelip seni diri diri gömerim.
اذا لمستها انا اقسم لك انى سأعود وأدفنك حيآ

O pamuk gibi parmaklarıyla dokunduğu her yer ooov'luyor.
كل عضلة لمستها كانت تئزّ، تحت أصابعها الناعمة الحريرية

Ona ilk dokunduğum an anlamıştım.
لقد عرفت هذا منذ لمستها لأول مرة

Hala şişmansın. Tıklattım!
وانت ما زلت سمينا لقد لمستها

Ona hiç öyle dokunmadım. Ama istedin. Şimdi keşke diyorsun.
أنا لم يسبق لى أن لمستها مثل ذلك أنت أردت هذا, والآن أنت تتمنى لو كنت فعلت