Belki de ağızlarından işe yarar bir bilgi almaya çalışıyordunuz. | Open Subtitles | هذه الصلات في المجلس قد يجعل نظرتها مسبقاً لمعلومات مهمه |
Belki de ağızlarından işe yarar bir bilgi almaya çalışıyordunuz. | Open Subtitles | هذه الصلات في المجلس قد يجعل نظرتها مسبقاً لمعلومات مهمه |
Sonuç olarak, daha iyi bir ürüne ve bilgiye gereksinim var. | TED | لذا فنحن في حوجة لمنتج أفضل. نحتاج لمعلومات أفضل. |
Artık bu tip işleri yapmadığımı sanıyordum. Bu sefer sadece bilgiye ihtiyacım var, Johnny. Talimatlar uçakta. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّني توقفت عن هذا أنا فقط أحتاج لمعلومات هذا الوقت، يا جوني |
Herkesin yeni bilgileri duyması gerektiğini düşündüm beraberken. | Open Subtitles | أظن أنه يتوجب على الجميع أن يستمع لمعلومات جديدة كلنا |
Şu anda L'de benim özel tim bilgilerine ulaşabildiğimi biliyor; | Open Subtitles | . . الآن إل يعلمُ بأني أستطيع الولج لمعلومات الشرطة |
Senin artık donanma istihbaratına ulaşma yetkin yok. | Open Subtitles | ليس لديكِ ولوج لمعلومات .البحرية بعد الآن |
Gerçek şu ki, zengin olmak için artık hiç kimse gizli şirket bilgilerini kullanmıyor. | Open Subtitles | بالواقع , لا يحتاج أحد لمعلومات من الداخل حتى يصبح غنيا |
Senatör geçen ay 29 kez gizli bilgi talebinde bulunmuş. | Open Subtitles | جعلت السناتور طلبات لمعلومات المخابرات السرية 29 مرة الشهر الماضي. |
GPS'i kullanarak enerji simsarına bilgi aktarıyor olabilirler mi? | Open Subtitles | أمن الممكن نقلهم لمعلومات لمضارب الطاقة من خلال نظام تحديد المواقع؟ |
GPS'i kullanarak enerji simsarına bilgi aktarıyor olabilirler mi? | Open Subtitles | أمن الممكن نقلهم لمعلومات لمضارب الطاقة من خلال نظام تحديد المواقع؟ |
Geçen hafta "önemli bir bilgi için" 60 dolar almış. | Open Subtitles | تقول بأنها أخذت 60 دولار الأسبوع الماضي لمعلومات مهمة |
Yani, ben dünyayı dümdüz edecek gizli veya özel bilgi istemiyorum | Open Subtitles | مثلا , أنا لا أريد لمعلومات خاصة أو سرية أن يتم نشرها على العالم بكامله |
Bizim Ateş Gücüne Değil, Daha Fazla bilgiye İhtiyacımız Var. | Open Subtitles | نحن لسنا بحاجة الى اسلحة نحن بحاجة لمعلومات |
Bunu yapmamı istiyorsan sağlam bilgilere ihtiyacım var ve çok bilgiye ihtiyacım var. | Open Subtitles | لو أنّكم تريدون منّي معرفة هذا، فأنا بحاجة لمعلومات قيمة، الكثير منها |
Hayat kurtarma görevimi yerine getirebilmem için kesin bilgiye ihtiyacım var. | Open Subtitles | إنني بحاجة لمعلومات مُؤكد لغرض القيام بواجبيّ. لإنقاذ الأرواح. |
28 yaşında, yetkisi olmadan elektronik bilgileri ele geçirip özel bir ağa yüklemekten iki hükmü var. | Open Subtitles | ثمانية وعشرون عاماً. مُدان مرتين للإختراق الغير قانوني لمعلومات إلكترونية ورفع |
Yüzlerce çalışanımız var. Onlardan kaçı dağıtımı durdurma bilgilerine ulaşabiliyor? | Open Subtitles | حسناً، كمْ واحداً منهم لديه صلاحيّة وصول لمعلومات فترات الإجازة؟ |
Nasıl oluyor da bu çocuk CIA istihbaratına erişebiliyor peki? | Open Subtitles | أنّى يكون له صلاحيّة وُصول لمعلومات استخباراتيّة؟ |
Yerimi her kim alırsa alsın senden KTE bilgilerini isteyecekler, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أياً كان من يعقبني سيسعون لمعلومات "تلف الدماغي الرضخي أنت تدرك ذلك |
Kara Büyü konusunda daha derin araştırmalar yapmak isteyenleriniz varsa konuyla ilgili bir çok bilgiyi, adını vereceğim kitaplarda bulabilirler. | Open Subtitles | اليكم ايها السادة والسيدات من يريد ان يعارض اى موضوع يخص السحر صفقة ضخمة لمعلومات مهمة |
Teftiş devletin bizim hakkımızda topladığı özel ve detaylı bilgiler demek. | TED | المراقبة تعني جمع واستخدام الحكومة لمعلومات خاصة وحساسة عنا. |
Ve çarpraz karşılaştırmayla Eric'in bilgisini öne çıkan bir adayı bulabildik. | Open Subtitles | وبالاستناد المرجعي لمعلومات إيريك صار باستطاعتنا تعقب المشرح الأكبر |
Buraya dönüp emirler yağdırman harika... ama şu an yara bandından çok acil istihbarat lazım. | Open Subtitles | من العظيم أن نسمع صوتك العالي مره أخرى و لكن نحتاج لمعلومات.. أسرع من حاجتكم للاسعاف |
Interpol'den gelen istihbarata göre Tayland, Vietnam ve Kamboçya'da da bir yıldır aranıyorlar. | Open Subtitles | وطبقاً لمعلومات الانتربول تمت ملاحقتهم في تايند وفيتنام وكمبوديا خلال النصف سنه الماضيه |