"لموعد" - Translation from Arabic to Turkish

    • randevuya
        
    • randevu
        
    • çıkma
        
    • buluşma
        
    • randevusuna
        
    • buluşmaya
        
    • biriyle
        
    • randevuna
        
    • çıkmak
        
    • görüşme
        
    • randevusu
        
    Pekala, Cindy başka bir randevuya hazır. Open Subtitles لا باس سيندي , هل انتي مستعدة لموعد آخر؟
    Eğer bu milyarder sana gerçekten değer veriyorsa niye öğretmenliği bırakıp da seni bir randevuya çıkarmıyor? Open Subtitles لذا ، إن كان هذا البليونير يهتم بأمرك فعلاً لماذا لا يستقيل من التدريس ، ويصطحبك لموعد ؟
    randevu ayarlamak için ne yardımını istiyorum ne de ihtiyacım var. Open Subtitles لا أحتاج إلى مُساعدتك في الإعداد لموعد غرامي ، أنا بخير
    En iyi arkadaşının ayrıldığı sevgilisine, çıkma teklifi etmek için ne kadar beklemek gerekir? Open Subtitles ما هى الفترة المعقولة ؟ قبل أن تستطيع أن تسأل صديقة صديقك المقرب السابقة لموعد غرامى
    Ama harika bir ilk buluşma planladım ve bunun harcanmasına göz yumamam. Open Subtitles لاكنني خططت لموعد ممتاز ولا يوجد فرصة لتضييعه هباءا ً
    Ve sonra ertesi günkü dişçi randevusuna gitmemiş. Open Subtitles ثم لم تذهب لموعد طبيب الأسنان الصباح التالي
    Kendimi kaybedip, bunun bir randevuya dönüşmesi olasılığına karşı hafif karanlık bir ışık, tamamdır. Open Subtitles أنا فاقدة لهدفى ويبدوا أن هذا تحضيراً لموعد
    Önümüzdeki 24 saat boyunca hayatta kalabilirsek seni gerçek bir randevuya çıkaracağım. Open Subtitles حسناً , إن نجونا في الساعات التالية سأقوم بأخذك لموعد حقيقي
    Her birimiz kendi randevusunu planlar ve sonra en yüksek bahisçiyle randevuya gideriz. Open Subtitles كل شخص سيقوم بالتخطيط لموعد غرامي و بعدها يخرج برفقة الشخص الذي يدفع أكبر مبلغ
    Hayır, bu gerçekten bir randevuya ihtiyacın olduğunu gösterir. Open Subtitles لا ، هذا سيبدو ضمنيا انك تذهبين حقيقة لموعد
    İkimizin düzgün bir randevuya çıkması gerektiğini düşünüyordum,ne dersin? Open Subtitles كٌنْتُ أفكر إنهُ ينبغي علينا بالرغم من ذلك أن نذهب لموعد جيد ، أليس كذلك؟
    Peki, tamam. Eğer seni mutlu edecekse yaparım. Ama sadece bir randevu. Open Subtitles حسناً سافعل ذلك لاسعدك لكن لموعد واحد, حسناً ؟
    Harika bir randevu nasıl harika olmaz? Open Subtitles كيف يمكن لموعد عظيم أن يكون ليس عظيماً ؟
    Söyle, bana o kıza yakın randevu vermesinler, tamam mı? Open Subtitles فقط تأكد بعدم عملهم لي موعد مقارب لموعد تلك الفتاة. هل هذا واضح؟
    - Dostum bu ona çıkma teklif etmeni söyleyen bir işaret. Open Subtitles - .. يارجل هذه أشاره أنه يجب عليك أن تدعوها لموعد..
    #Eğer o bana çıkma teklif ederse# Open Subtitles ♪ لكن لا تسيئوا فهمي ، إذا سألني لموعد غرامي ♪
    Dünyanın en romantik şehrinde tamamen profesyonelce ay ışığı altında tamamen profesyonelce bir buluşma mı? Open Subtitles ويمكن أنك تقصد رقص لموعد لرؤية ضوء القمر في مدينة الحب
    Öyleyse hayalinin telafi randevusuna hazır mısın? Open Subtitles حسناً اذن ، هل أنتِ جاهزة لموعد الأحلام التعويضي ؟
    Babasının buluşmaya gelmemesini garantiye almayı ümit ediyordu. Open Subtitles والأن، على أمل أن يؤكد أن والده لن يصل لموعد لقائهم
    Prue, biriyle mecburen çıkmak zorunda kalmayacak kadar iyi durumdasın. Open Subtitles برو، إنكِ أرقى من أن تضطري للخروج لموعد عمل
    Böylece sen de doktor randevuna git çünkü bu çok önemli, onu ben alırım. Open Subtitles و بعد ذلك إذهبي لموعد طبيبكِ لأنه مهماً جداً ، و سأقوم بإصطحابه
    Bir bombacı uçakta bir görüşme ayarlıyor ama gelmiyor. Open Subtitles صانع قنابل يرتب لموعد في طائرة ولا يظهر في موعده
    Yapacağımızı bilmediğim çalışma randevusu için biraz aşırı giyinmişsin. Open Subtitles اهلاً انت مبالغة في لباسك بالنسبة لموعد مذاكرة الذي لم اعلم به من قبل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more