Bak, hastaneye ziyaretine gelmediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | اسمع، أعتذر لأنّي لمْ آتِ لزيارتك في المشفى |
Buraya abartılan lazanya için gelmediğim kesin. | Open Subtitles | -قطعاً لمْ آتِ مِنْ أجل اللازانيا المبالغ بمدحها |
Buraya bira için gelmedim. Ya da barizdir ki, ortamın şenliği için de. | Open Subtitles | لمْ آتِ لأجل الجعة ولا حبّاً بالأجواء كما هو واضح |
Kitaplar için gelmedim zaten tatlım. | Open Subtitles | لمْ آتِ مِنْ أجل الكتب يا محبوبتي |
Ama buraya kendimden bahsetmek için gelmedim | Open Subtitles | -وكأنّه عمر لكنّي لمْ آتِ إلى هنا للحديث عن نفسي |
Hayır, saatim için gelmedim. Emma Swan geri döndüğü için geldim. | Open Subtitles | لا، لمْ آتِ لأجل ساعتي أنا هنا لأنّ (إيمّا سوان) عادت |
Buraya kavga etmek için gelmedim. | Open Subtitles | لمْ آتِ إلى هنا للشجار. |
Varolmayan Ülke'ye Henry'ye zarar vermek için gelmedim. Buraya onu kurtarmak için geldim. | Open Subtitles | لمْ آتِ إلى "نفرلاند" لأؤذي (هنري)، بل لإنقاذه |
Şanslısın ki buraya savaşmak için gelmedim. | Open Subtitles | لحسن حظّك أنّي لمْ آتِ للقتال |
Hayır. Buraya "Hayır," cevabını almak için gelmedim. | Open Subtitles | لا، لمْ آتِ لأقبل رفضك |
İçki için gelmedim. | Open Subtitles | لمْ آتِ مِنْ أجل المشروب |
Senin sızlanmanı duymak için gelmedim Yogorov. Ekstra %10'u da ekliyor musun eklemiyor musun? | Open Subtitles | لمْ آتِ لأسمعك تتذمّر يا (يوغروف)، لذا هل ستدفع الـ 10% الإضافيّة؟ |