Küçük bir çocuğa zarar vermek istemedim. Rozetini uykuya daldığında alırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | لم أرِد أن آذي الصبيّ، إنّما قررتُ إنتظار لحظة نومه لأخذ بطاقته. |
Aceleye getirdiğim için üzgünüm fakat orayı tekrar depoya çevirmen için zaman vermek istemedim. | Open Subtitles | أعتذر على العجلة، لكنّي لم أرِد إمهالك فرصة لتحويل هذا المكان لغرفة تخزين مجددًا. |
Kimseye zarar vermek istemedim. | Open Subtitles | لم أرِد إيذاء أحد. |
Çıkarmak istemiyordum ben de kapıyı menteşelerinden söktüm. | Open Subtitles | حسن، لم أرِد فعل ذلك، فقمت بخلع الباب من مكــانه. |
Daha bir saat öncesine kadar hafızamın geri gelmesini dahi istemiyordum. | Open Subtitles | أعني أنّي قبل ساعة لم أرِد استعادة ذكرياتي. |
Sana bir şey söylemem lazım ama telefonda söylemek istemedim. | Open Subtitles | يجب ان اخبرك بشيء ولكن لم أرِد ان اتحدث عنه في الهاتف |
Ve bunun yok olmasına izin vermek istemedim. | Open Subtitles | لم أرِد التخلّي عن ذلك. |
Ona zarar vermek istemedim. Yemin ederim, Moira. | Open Subtitles | لم أرِد إيذاءه، أقسم لك يا (مويرا). |
Günün birinde bu kadar kaybolacağını kabullenmek istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرِد مواجهة حقيقة قدوم ذلك اليوم حيث ستكون قد فُقدَت لهذه الدرجة |
- Şimdi sadece bunu söylüyorsun. - Onu etkilemek istemiyordum! | Open Subtitles | هذا ما تخبر نفسك به - لم أرِد أن أثير إعجابها - |
Bunu hiçbir zaman bilmenizi istemiyordum. | Open Subtitles | لم أرِد لكما أن تعرفا ذلك أبدًا |
Ailemi Houston'da bırakmak istemiyordum. Biz mutluyduk. | Open Subtitles | لم أرِد ان اترك عائلتي في (هيوستن) لقد كنا سعداء |
Bir şey söylemek istemiyordum ama... | Open Subtitles | لم أرِد قول شيء ...ولكن، إن كان |
Sana söylemek istemedim ama Klaus'u tanırım. Eğer Davina gelmezse Tim'i öldürür. | Open Subtitles | (لم أرِد إخبارك، لكنّي أعرف (كلاوس (لو لم تظهر (دافينا)، فسيقتل (تيم |
Bu yüzden bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | ،لهذا لم أرِد الإفصاح بشيء ! |