Kendimi hiç çirkin ya da şişman hissetmedim. Benimle param için birlikte olmadığını biliyordum. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً أني قبيحة أو سمينة وأعلم أنه لم يكن معي بسبب المال |
22 yaşındayım ve harcayabileceğimi düşündüğümden bile fazla param var ama hayatımda Kendimi hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. | Open Subtitles | عمري 22 عاماً وحصلت على نقود كثيرة حتى أكثر مما تمنيت إنفاقه و أنا لم أشعر أبداً بالوحدة في حياتي |
Bill, Kendimi hiç çalışmamızdaki katılımım için bana para teklif ettiğin günkü kadar değersiz hissetmemiştim. | Open Subtitles | بيل، لم أشعر أبداً بمدى صغري كما شعرت في اليوم الذي دفعت فيه لي لمشاركتي في دراستنا. |
Hayatımda hiç bu kadar küçük düşmemiştim! | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بإهانة كهذه في حياتي كلّهاَ. |
Kendimi hiç buraya ait gibi hissetmedim. | Open Subtitles | هذا بيت هوارد لم أشعر أبداً كاني في بيتي |
Yani, Kendimi hiç her akla gelebilir şekilde şaşkına dönmüş hissetmemiştim. | Open Subtitles | أعني, لم أشعر أبداً بأنني ضائعة جداً... في كل طريقة معقولة من قبل. |
Rene'yi öldürmek zorunda kaldığımda Kendimi hiç o kadar insanlık dışı hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بقلة إنسانيتي مثلما شعرت بها (عند أضطررت لقتل (رينيه |
Ama Kendimi hiç olmadığım kadar canlı hissediyordum. | Open Subtitles | لكن لم أشعر أبداً بهذه الحيوية |
bende ölümün kıyısındayken Kendimi hiç bu kadar yaşam dolu hissetmemiştim. | Open Subtitles | "كما ترون، هنا على حافة الموت، لم أشعر أبداً بحياة أكثر ". |
Kendimi hiç normal hissetmedim. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً أني طبيعية. |
Kendimi hiç kontrolde hissetmedim, efendim. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بهذا يا مولاي |
Tek bildiğim, şimdiye kadar kendim hakkında hiç bu kadar iyi hissetmediğimdi. | Open Subtitles | لكنّي لم أشعر أبداً بالرّضى عن نفسي، كما الآن. |
Sadece, o şarkıyı söylediğim an dışında, kendimi burada olduğum kadar hiç bu derece huzursuz hissetmemiştim. | Open Subtitles | أتعلمين إنه فقط، بخلاف عندما كنت أغني تلك الأغنية لم أشعر أبداً بذلك السوء كما أشعر هنا. |
Ve hiçbir hastalığım yok. Daha önce hiç bu kadar iyi hissetmemiştim. | Open Subtitles | و لا يحمل أي مرض لم أشعر أبداً بحال أفضل |
Sandalyedeyken hiç bu kadar farklı veya korkmuş hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بهذا الإختلاف والخوف عندما كنت قعيداً |
Hayatımda hiç bu kadar acıkmamıştım. | Open Subtitles | لم أشعر أبداً بالجوع طوال. حياتي كما أشعر الآن |