"لم أصل" - Translation from Arabic to Turkish

    • gelmedim
        
    • ulaşamadım
        
    • Bulunduğum
        
    • gelemedim
        
    • gelmemiştim
        
    • gidememiştim
        
    • henüz
        
    • gitmedim
        
    -olumsuz, üç numara, buraya kadar yüzde yetmiş beşlerle gelmedim. -Emirleriniz geri çekilmek. Open Subtitles لا يا 3, لم أصل إلى هذا الحد لأنسحب أحب أن أجرب الفرص
    Olumsuz, 3. Ben bu noktaya yüzde yetmiş üçler ile gelmedim. Şansıma güveniyorum. Open Subtitles لا يا 3, لم أصل إلى هذا الحد لأنسحب أحب أن أجرب الفرص
    Kimliğimi edinme aşamasına yaklaşıyordum ama oraya hiç ulaşamadım. Open Subtitles اعتقد انني إقتربت من مرحلة تحديد من سأكون و لكنني في الحقيقة لم أصل إلى هناك
    Ah daha ulaşamadım. Bundan daha küçük. Open Subtitles ممم ، لم أصل إليها بعد هناك ما هو أصغر من ذلك
    Bulunduğum yere hep dikkatli olarak gelmedim. Open Subtitles لم أصل إلى هذه المنزلة بحياتي بالتصرف المناسب كل مرة.
    Olay şu ben daha gelişim tarafına gelemedim. Open Subtitles المشكلة أني لم أصل على الجزء المفيد حتى الآن
    henüz sürprizin o kısmına pek gelmemiştim. Open Subtitles لم أصل إلى هذا الجزء بعد من المفاجأة
    Bak, 14 yaşıma kadar Ulusal İmla yarışmasına gidememiştim. Open Subtitles أنظري,انا لم أصل لمسابقة التهجئة الوطنية حتى وصلت لعمر 14 سنة
    Hayır, henüz bakamadım. Bazı şeylerle ilgilenmem gerekiyordu. Open Subtitles لا, لم أصل لهذا بعد اضطررت للاهتمام بشىء
    Ben bu kadar ileri gitmedim, kendi canımdan,kanımdan bile olsa herhangi birinin ihanetini göz önüne alarak yapılması gereken şeyi yaptım. Open Subtitles كلا.لم أصل الى هذه المكانة الا بفعل ما فعلت... المخاطرة بالخيانة من أى رجل... ، حتى من الذين من لحمى ودمى.
    Olduğum yere senin gibi götleklerin beni perişan etmeleriyle gelmedim. Open Subtitles لم أصل لما أنا عليه بترك وغد مثلك يجرني للأسفل
    Ama ben gelmedim. Susan'la beraber olduğumu düşündü. - David. Open Subtitles لكننى لم أصل فإفترض بأنّني كنت مع سوزان.
    Ama avukata ulaşamadım. Open Subtitles لكنني لم أصل لمحاميتي في الوقت المناسب
    Ne yazık ki, ben seninle aynı yere ulaşamadım. Open Subtitles للأسف، لم أصل ذلك المستوى معك أنتِ.
    Sizi bilmem binbaşı ama ben Bulunduğum yere görünüşümle gelmedim. Open Subtitles الآن، لا يمكنني التحدث نيابة عنك، لكنّني لم أصل إلى ما أنا عليه الآن بسبب مظهري،
    Bulunduğum mevkiye birilerinin yeteneklerini değerlendirme yetisi sayesinde geldim. Open Subtitles لم أصل إلى مكانتي هذه دون أن أتمتع بالقدرة على تقييم مواهب أحد ما على الفور.
    Ama şu anda Bulunduğum yere, Washington'a gidene kadar gelemedim. Open Subtitles لكنّي لم أصل حيثُ وصلت الآن حتّى ذهبتُ إلى "واشنطن"
    Geminin bu bölümüne daha önce gelmemiştim. Open Subtitles لم أصل لهذا الجزء من المركبة من قبل
    Sonunda yine de evime gidememiştim. Open Subtitles في النهاية لم أصل للمنزل رغم ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more