Bu kadar aptal olduğunu hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً بإنك بهذا المقدار من الغباء. |
Bu kadar aptal olduğunu hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً بإنك بهذا المقدار من الغباء. |
Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi, ama araştırma ne diyor? | Open Subtitles | حسناً, لم أظن أبداً بأني سأقول هذا لكن ماذا قال البحث؟ |
Hayatımın bu döneminde fakir olacağımı hiç düşünmemiştim. Biliyorsun, Carlos, | Open Subtitles | لم أظن أبداً أنني سأكون فقيراً في هذه المرحلة من حياتي |
Bütün çocuklar böyle hikayeler duymuştur. Ama onun bunlara inandığını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | كل الأولاد سمعوا القصة ولكني لم أظن أبداً أنه سيصدقها |
Tanrı'm. Sadece bu kadar çabuk geçebileceğini hiç düşünemedim. | Open Subtitles | ربّاه لم أظن أبداً أن هذا سيحدث بهذه السرعة |
Şuna da bak. Bu işi seveceğini hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | انظري إلى نفسك لم أظن أبداً بأنك ستتحمسين للموضوع |
Bu işin, bu aileden daha önemli olacağını hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أن هذه الوظيفة قد تصبح يوماً أهم من عائلتنا |
Böyle bir yere gelebileceğini hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | أنا لم أظن أبداً أنك ستكون في , تعلم , مكان مثل هذا |
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama kahramanımız karşı inancımı kaybediyorum. Kalbimi kırıyorsun Lane. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أني سأقول هذا، لكني بدأت أفقد الثقة ببطلنا المقيم |
Hayatın bu kadar güzel olabileceğini hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أن الحياة يمكن أن تكون جيدة لهذه الدرجة |
Bu kelimeleri bu mimiksiz surat ifadenle söyleyeceğin hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أني سأسمعك تلفظ هذه الكلمات دون تغير ملامح وجهك. |
Senin gibi birisine aşık olacağım hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أني سأخضع لشخص مثلك. |
Bunu tekrar göreceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أنني سأرى هذا ثانية |
Çok hikayeler duymuştum ama gerçek olacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد سمعت قصص مثل هذه في الماضي ولكني لم أظن أبداً إنها حقيقة |
Buraya bir daha ayak basacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أني سأضع قدمي هنا مجدداً |
Bak... sirkten ayrılacağımı hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | إنظري... لم أظن أبداً أنني سأغادر السيرك. |
Bu günün geleceğini hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أن هذا اليوم سيأتي |
Zavallı Foussard. O olduğunu hiç düşünmedim, bir şarap garsonu. | Open Subtitles | مسكين فوسارد لم أظن أبداً أنه هو لقد كان هو مقدم النبيذ ! |
Açıkçası haftalık göz muayenelerinin işçilerin moralini bu kadar yükselteceği aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | بصراحة، لم أظن أبداً أن فحوصات العين الأسبوعية سيكون لها هذا التأثير على معنويات الموظف. |
Gerçekleşeceğini hiç düşünemedim. Gerçekleşti. | Open Subtitles | لم أظن أبداً أنه قد يتحقق - لقد تحقق - |