- Öyle bir şey olduğunu hiç bilmiyordum. - Bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | ـ لم أعرف أبداً أنها كذلك ـ لابد أنها في مكان ما |
Genç olmanın insana bu kadar çok seçenek sunduğunu hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | .. رائع ، لم أعرف أبداً ماهية المراهقة مليئة بالإحتمالات |
Çaldığını biliyordum ama yazdığını hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | أعرف أنهُ كان يعزف. لم أعرف أبداً أنهُ كتب أغانى. |
- Adını hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً إسمك |
Jane etraftayken nasıl normal davranılır hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً كيف أتصرّف حول (جاين) عادة. |
Gardiyanları atlatıp hücreme nasıl geldiğini, hiçbir zaman öğrenemedim. | Open Subtitles | كيف تفادى الحرس ووصل إلى زنزانتي؟ لم أعرف أبداً. |
Hep çalıştım. Ama ne yaptığımı gerçekten hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | كُنت دائماً أُحاول ، لكن لم أعرف . أبداً حقّاً ما أنا فاعلة |
Orada onun gibi bir kız olduğunu hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً أن هنالك فتيات مثلها |
Kızınızın bu kadar muhteşem olduğunu hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً ، إن إبنتك ممتازة |
hiç bilmiyordum. O da bilmiyordu. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً ولا هي |
Ne diyeceğimi hiç bilmiyordum, Kate. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً ماذا أقول يا (كيت) |
Aslında ne istediğimi hiç bilmiyorum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً ما أردت فعله |
Sanırım tüm bu olanlardan önce, işinin ne kadar tehlikeli olduğunu hiç göz önünde bulundurmamıştım. | Open Subtitles | قبل أن يحدث كل هذا أنا لم أعرف أبداً... كم هو خطير عملك |
Sanırım hiçbir zaman öğrenemeyeceğim değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك دائماً أن تثقي في الناس الذين تريدين أن تثقي بهم أعتقد أني لم أعرف أبداً أليس كذلك؟ |
Aşkın ne olduğunu hiçbir zaman anlayamadım, çocuğum. | Open Subtitles | لم أعرف أبداً ما هو الحب, يا بني |