Satılık olduğunu bilmiyordum. Zamanında bilseydim, ben de bir teklif yollayıverirdim. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك للبيع، لو علمت لكنت قدمت عرضاً |
Ev ziyaretinin görevlerinizden biri olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك مكالمات المنزل كانت جزء من نطاق الاختبار |
Seri katil olduğunu bilmiyordum. Bu isimlerin bazılarını biliyorum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك سفاح، أعرف بعض هذه الأسماء. |
Taşındıktan sonra koşulara devam ettiğinden haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك استمريت في التدريب بعد انتقالك |
Burada çalıştığından haberim yoktu. İyi görünüyorsun. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك تعمل هنا تبدوا بحالة جيدة |
Andy, orada olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | (آندي) , لم أعلم بأنك هنا |
Delinin teki olduğunu duymuştum ama aptal olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | سمعت بأنك مجنون لكن لم أعلم بأنك غبي |
Hamile olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك كنت تتوقعين طفلاً ظريف |
- ...öyle park ediyorlar. - Hayranı olduğunu bilmiyordum? | Open Subtitles | في كل أفلامها - لم أعلم بأنك محب لأفلامها - |
Shakespeare hayranı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك من معجبين شكسبير. |
Bu kadar iyi bir atıcı olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك رجل رائع كهذا |
Merhaba. Senin zaten burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أهلاً، لم أعلم بأنك هنا |
Aptal olduğunu biliyordum Oliver, ama suç konusunda da aptal olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك غبي , (أوليفر) أنا فقط لم أعلم بأنك غبي جنائياً |
Döndüğünden haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك عدت |
- Geleceğinizden haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أعلم بأنك ستأتي |
Sayın Praski, ziyaretinizden haberim yoktu. Sadece... | Open Subtitles | سيد (براسكي)، لم أعلم بأنك قادم، كنت أرى فقط... |
- Amananın! Andy, orada olduğunu fark etmedim. | Open Subtitles | (آندي) , لم أعلم بأنك هنا |