| Bu başına geldiği için çok üzgünüm ama yemin ederim Ben yapmadım. | Open Subtitles | آسفة جداً لما حل بك، لكن أقسم بالله، إنني لم أفعل ذلك |
| Ben yapmadım. O yaptı, onu tutuklayın! | Open Subtitles | لم أفعل ذلك هو فعل ذلك , ألقوا القبض عليه |
| Deli değilim, Ben yapmadım. | Open Subtitles | أنا لست مجنوناً , وإنني أيضا لم أفعل ذلك |
| - Hayır ben saklamadım. - Sen sakladın adi herif. | Open Subtitles | كلّا، لم أفعل ذلك - بلى فعلت أيها الوغد - |
| Bunu yapmazsam onları bir daha kullanamayabilirsin. | Open Subtitles | إذا لم أفعل ذلك قد لا تستطيعى استخدامهم مرة أخرى |
| Fotoğraf çekmeliydim. Niye yapmadım ki? | Open Subtitles | كان يفترض أن ألتقط صوراً, لمَ لم أفعل ذلك ؟ |
| Asla Öyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | أنا لم أفعل ذلك أبدا0 |
| - Gırtlağındaki senin sopan. - Biliyorum ama Ben yapmadım! | Open Subtitles | ـ انها ضربه عصاك في حنجرته ـ أعرف، لكن لم أفعل ذلك |
| Öldüğünde vücudunda vampir kanı olmak zorunda. Bunu Ben yapmadım. | Open Subtitles | تحتمتوجددمـاءمصاصدمــاءبجسدك حينما مُتَّ ، لم أفعل ذلك. |
| Ben yapmadım, ben bir şey yapmadım. Yemin ederim. | Open Subtitles | لم أفعل ذلك ، لم أفعل أيّ من ذلك أقسم لكَ. |
| Ne düşündüğünüzü biliyorum ama Ben yapmadım. O şeyi ben yerleştirmedim diyorum size. Kapa çeneni. | Open Subtitles | أعلم بما تفكرون، لكنني لم أفعل ذلك أنا أقول لكم، أنا لم أزرع ذلك الشيء |
| - Evet, Ben yapmadım, tamammı? | Open Subtitles | لقد نشرتي تلك الصور نعم , لم أفعل ذلك , حسناً |
| Evet, bu korkunç. Ama Ben yapmadım. | Open Subtitles | نعم، هذا أمر فظيع، ولكن أنا لم أفعل ذلك. |
| Şerif ona neden yaptığını sorduğunda duraklamış ve "Ben yapmadım." demiş. | Open Subtitles | عندما سئلها المأمور لماذا فعلت ذلك توقفت وقالت أنا لم أفعل ذلك |
| Ben yapmadım, yani suçlu değil. | Open Subtitles | آوه, حسناً, أنا لم أفعل ذلك إذاً, لست مذنباً |
| Bana "ama beyefendi Ben yapmadım" dedi. | Open Subtitles | ، لكن يقول ، يا سيدي، أنا لم أفعل ذلك. |
| Ben yapmadım! | Open Subtitles | أنا لم أفعل ذلك ,أنا لم أفعل ذلك |
| - Onu Ben yapmadım! - Onun ne yaptığını ben söyleyeyim. | Open Subtitles | أنا لم أفعل ذلك سأخبرك بما فعلته |
| Onu sen mi ışınladın? Ben yapmadım. Çoğalıcılar onu almış olmalı. | Open Subtitles | لم أفعل ذلك يبدوا أن الربليكتورز أخذوها |
| Ben yapmadım Kyle. Böyle bir şey yapmayacağımı bilirsin. | Open Subtitles | "أنا لم أفعل ذلك ,"كالى أنت تعرف أننى لن أفعل شئ كهذا |
| - Hayır sadece dinliyorum. | Open Subtitles | حسناً أريد أن أقول أنني لم أفعل ذلك وأشك أنه يمكنها ذلك ، فهذا يعني أنت |
| O izlerken ben yapmazsam, kendisi yapmakta ısrar ederdi. | Open Subtitles | اذا لم أفعل ذلك بينما هو يراقب فإنه يصر على فعل ذلك بنفسه |
| Ama Ben yapmadım ki. Testikov yaptı. O ödemeli. | Open Subtitles | ولكني لم أفعل ذلك وإنما (تستكوف)، عليه أن يدفع |
| Hayır Öyle bir şey yapmadım. | Open Subtitles | لا لا لم أفعل ذلك |
| - Söyledin. - Söylemedim. | Open Subtitles | ـ أرجو المعذرة، فعلت ذلك ـ أرجو المعذرة، لم أفعل ذلك |