Bir türlü fırsat bulamadım. | Open Subtitles | . لم استطيع التلميح لها بطريقة ما ثم إنها ذهبت بعيداً |
Pokerden bir türlü kopamıyorum. Şortunda büyük "G" vardı. | Open Subtitles | لم استطيع التخلص من لعبة القمار كابتيل جى كان متورط بشده فى اللعب |
Cadılar Bayramı'nı zaten hiç sevmezdim ama özellikle o yıl kötü bir şey olacağına dair kapıldığım histen bir türlü kurtulamadım. | Open Subtitles | لم اهتم كثيرا بالهالويين ولكن هذه السنة خصوصا لم استطيع ازاحة ذاك الشعور بأن شيئا سيئا سيحدث |
68 yaşımdayım ve yapamadım. | Open Subtitles | انك حقا لرجل اننى فى الثامنة و الستون و لم استطيع الانجاب |
Nerdeyse çöp öğütme makinesine atıyordum. yapamadım. | Open Subtitles | كنت على وشك ان ارميها في الموقد ولكني لم استطيع فعلها |
Ama yapamadım. Yeterince iyi değilim! | Open Subtitles | اردت هذا لكن لم استطيع لانني لست جيدا بما يكفي |
- Kim olacağıma karar veremiyorum bir türlü. | Open Subtitles | انا لم استطيع أن أقرر أي شخصية سأفعل كوني على سجيتك |
Debbie'ye ulaşmaya çalışıyorum ama bir türlü başaramadım. | Open Subtitles | لا, حاولت الاتصال بديبي لكن لم استطيع ان احادثها |
Bir türlü güvenlik talimatlarına konsantre olamadım. | Open Subtitles | لم استطيع التركيز فى التعليمات ابدا |
Acaba "Vaj-afra" mı desem yoksa "Tüylü Gooding,Jr"* mu desem bir türlü karar veremedim. | Open Subtitles | انا لم استطيع ان اقرر هل ادعوه مهب_افرو او جورينج شعر العانة الابن |
Onun gerçekten öldüğüne kendimi bir türlü inandıramadım. | Open Subtitles | لم استطيع ان اصدق بأنها حقاً ذهبت |
Bir türlü hayır diyemedi. | Open Subtitles | فقط لم استطيع الرفض |
Onları atmaya gittim... Ama yapamadım işte. | Open Subtitles | وعندما هممت ان ارمي هذه في النار, حسنا لم استطيع فعل ذلك |
Sonra çok uzun bir süre kasabaya geri dönemeyeceğini söyledi ve sonra içimde bir şeyler oldu ve ben de yapamadım. | Open Subtitles | ولكن من ثم أخبرني بأنه لن يكون في القرية لفترة طويلة من الزمن لوقت طويل جداً وعندها شيء بداخلي أنعكس و لم استطيع |
- Zagreb'den gelen matematikçi. Ama yapamadım. | Open Subtitles | عالم الرياضيات من زغرب, لكنني لم استطيع فعل ذلك |
Birşeyler düşünmüştüm... fakat, dürüst olmak gerekirse, ama yapamadım. | Open Subtitles | ولكن, كى أكون أمين معك لم استطيع |
- yapamadım. - Geçti, John. | Open Subtitles | انا فقط لم استطيع - " انت بخير " جوردن - |
Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor ama arabayla uzaklaştığında senin hakkında düşünmeden yapamadım, bu yüzden... | Open Subtitles | أعرف أن هذا قد يبدو جنونياً. لكنني لم استطيع التوقف عن التفكير بك وأنا اقود مبتعداً, لذا... |
yapamadım. -yapsaydın, kazanabilirdik. | Open Subtitles | لم استطيع يا ليتك فعلت وكنا فزنا الان- |