Eminim ki sen de buraya bunları konuşmak için gelmedin. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنك لم تأتي إلى هنا لتحدث عن هذا؟ |
Tabi sen gelmedin ve o da senden umudu kesti. | Open Subtitles | و بالطبع أنت لم تأتي أبداً, و فقدت الأمل فيك |
en ilginç şeylerden birisi bir soruya karşılık olarak verilen bir cevaptan gelmedi onun yerine basit bir misafirperverlik jestinden geldi. | TED | وواحدة من اكثر الامور اثارة للاهتمام لم تأتي من الاختبار نفسه بل جاءت من تصرف بسيط كنا نقوم به لنرحب بالمتطوعين |
Çatı malzemesi gelmedi, işe önden başlamamız gerekti. | Open Subtitles | أدوات السقف لم تأتي بعد، لذا بدأنا بالواجهة. |
Eğer 7'ye kadar gelmezsen biter, beni bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | إذا لم تأتي عند بلوغ السابعة، لن تريني مجدداً، حُسم الأمر. |
Bu hoş fakat buraya bana bunu söylemek için gelmediğini biliyorum. | Open Subtitles | هذا لطيف, لكنِ أعرف. أنك لم تأتي إلى هُنا لتخبرني بذلك. |
Üç yıldır bu laboratuarda çalışıyorum. Bir kere bile selam vermeye gelmedin. | Open Subtitles | أعمل في هذا المختبر منذ 3 سنوات لم تأتي يوما لتلقي التحية |
Tabii sen hiç gelmedin, ve o da senden vazgeçti. | Open Subtitles | و بالطبع أنت لم تأتي أبداً, و فقدت الأمل فيك |
Bir şey sormak istiyorm. Neden beni hapishanede ziyarete gelmedin? | Open Subtitles | أريد أن أسئلك سؤال لم لم تأتي لزيارتي بالسجن ؟ |
Yurt dışında öğrenim görürken bu bahaneler ile eve gelmedin. | Open Subtitles | أنك لم تأتي إلى المنزل بأعذار أثناء دراستك في الخارج. |
Son haftalarda bu yüzden onu görmeye gelmedin. Gözünden düşersin sandın. | Open Subtitles | لهذا لم تأتي لزيارته بالأسابيع الأخيرة، ظننت أنه سيُقلل من قدرك |
Tüm lise boyunca onu izledim, onunla konuşacağım o mükemmel anı bekledim, ama o an hiç gelmedi. | Open Subtitles | شاهدتها في كل الثانوية منتظراً تلك اللحظة المناسبة لأتحدث معها تلك اللحظة لم تأتي ابداً |
Skye bu gün gelmedi, yani işçi sıkıntısı çekiyoruz. | Open Subtitles | سكاي, لم تأتي للعمل اليوم مما يعني لدينا عمل إضافي |
Ondan mezuneyitime gelmemesini istedim... 'çünkü arkadaşlarımın onu konuşurken duymasını istemedim... ve oda gelmedi. | Open Subtitles | سألتها الا تأتي الى حفلة تخرجي لأنني لا اريد اصدقائي ان يسمعوها تتكلم وهي لم تأتي |
Aslında jakuzideki kızlardan biri gelmedi. Suyun altında nefesini ne kadar tutabilirsin canım? | Open Subtitles | فتاة الجاكوزي لم تأتي ،كم تستطيعين ان تحبسي انفاسك اسفل الماء ؟ |
- Demek istediğim, eğer gelmezsen korkarım kendime bir şeyler yapabilirim. | Open Subtitles | أعني أنني أخشى ربما إذا لم تأتي أن أفعل شيئاً لنفسي |
Benimle hemen şimdi gelmezsen sapıtacağım. | Open Subtitles | ، إذا لم تأتي معي في الحال سأمضي مسرعاً من هنا |
Şimdi gerçek gücümün asla vücudumdan gelmediğini biliyorum | TED | الآن اعرف أن قوتي الحقيقية لم تأتي أبدا من جسدي، |
Eminim buraya sırf dekorasyonu eleştirmek için gelmediniz. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك لم تأتي إلي هنا لتنقدي الديكور فقط |
Anlamadığım şey ise kendi kızım niye önce bana gelmiyor? | Open Subtitles | وما لا أفهمه هو لماذا إبنتي لم تأتي إليَّ أولًا |
30 saniye içinde gelmezse gideriz. | Open Subtitles | لن لم تأتي في غضون 30 ثانية, فسنذهب اجلس |
Peki, hayır, eğer ilk önce bana gelmeseydin bunu kesinlikle yapmazdım. | Open Subtitles | لا، لم أكن لأفعل هذا أبداً إن لم تأتي لي أولاً |
Eğer gelmezseniz, bitti listeme girersiniz. | Open Subtitles | لو لم تأتي ستكون على قائمة الإنفصال خاصتي |
Hapisten çıktığımda Stringtown'a beni karşılamaya gelmediğine kızmadım ama en azından buraya geri geleceğim için hazırlıklı olabilirdin. | Open Subtitles | لست غاضباً أنكِ لم تأتي لإستقبالي عندما خرجت، لكن أقله كان عليكِ الإستعداد لإستقبالي هنا |
Eğer o gece gelmemiş olsaydın Frank, neler olurdu bilmiyorum. | Open Subtitles | لو لم تأتي بتلك الليلة لا أعرف ماذا كان سيحصل. |
Eve gelmeyince bu yüzden endişelenmemiştik. | Open Subtitles | و لهذا السبب لم نكن قلقين عندما لم تأتي المنزل |
Bayağıdır gelmiyorsun. Evlilik ya da çocuk var mı? | Open Subtitles | سيدي، لم تأتي منذ زمن هل التحقت بجماعة "أيابا"؟ |