Cylon'ların bildiği kadarıyla bu çocuk artık yok. | Open Subtitles | وسيعلم السيلونز عاجلاً ان هذه الطفلة لم تعد موجودة هذا جيد .. |
Tanıdığım ve sevdiğim kardeşim artık yok. | Open Subtitles | الأخت التي عرفتها و أحبت النضوج لم تعد موجودة |
Dünya'nın oluştuğu sırada var olan taşlar artık yok. | Open Subtitles | الصخور التي كانت موجودة حينما تشكلت الأرض لم تعد موجودة |
Öylesine dirençli bir sistem inşa ettiler ki bu sistem bugün hâlâ bizimle durmaksızın, artık var olmayan bir makine için birbirinin eşi insanlar üretiyor. | TED | لقد هندسوا نظام متين جداً يعمل حتى يومنا هذا، مواصلاً عملية انتاج بشر متطابقون من أجل آلة لم تعد موجودة. |
artık var olmayan birlikleri öne sürüyor. | Open Subtitles | انه يحرّك وحدات هنا وهناك رغم انها لم تعد موجودة |
Siz, şu anda artık bulunmayan bir şehir tarafından seçildiniz. | Open Subtitles | لقد تم أنتخابكم من قِبل مدينة لم تعد موجودة |
Kortikal harita, yüksek olasılıkla artık orada olmayan uzuvların hissedilmeye devam edilmesinin de nedenidir çünkü hâlâ beyinde suretleri bulunur. | TED | الخريطة القشرية أيضًا مسؤولة عن الإحساس بأجزاء الجسم التي لم تعد موجودة لأنها تظل ممثلة على المخ. |
Şimdilerde daha fazla sürebilir çünkü eski yolların hiçbiri yok artık. | Open Subtitles | ولكنّنا قد نستغرق وقتاً أطول الآن لأنّ الطرق القديمة لم تعد موجودة |
Burada bir pencere vardı. artık yok. | Open Subtitles | كانت توجد نافذة هنا لكن لم تعد موجودة |
Bir gemi uzaklaştığı zaman gözden kaybolur ama bu, onun artık yok olduğu anlamına gelir mi? | Open Subtitles | عندما ترينها تبحر بعيداً، فإنّها تختفي، ولكن... أهذا يعني أنّها لم تعد موجودة ؟ |
Yani onun sevdiği, sevdiğini düşündüğü kız artık yok. | Open Subtitles | أعني أنَّ الفتاة التي أحب الفتاة التي ظنّ أنّه أحبّها... لم تعد موجودة |
Bu oldukça ilginç ama biliyorsun, onlar artık yok. | Open Subtitles | - - هذا مثير جدا، ولكن كما تعلم أنها لم تعد موجودة. |
Polanya artık yok ve bir daha da var olamyacak. | Open Subtitles | بولندا لم تعد موجودة |
O resim artık yok. Üstüne başka bir şey çizdi. | Open Subtitles | الصورة لم تعد موجودة |
artık var olmayan birlikleri öne sürüyor. | Open Subtitles | انه يحرّك وحدات هنا وهناك رغم انها لم تعد موجودة |
artık var olmayan ormanlardan gelen mülteciler. | Open Subtitles | فلا يمكنهم العيش، إلّا بالغابات والتي لم تعد موجودة |
artık var olmayan büyük jüriye itaatsizlik etti. | Open Subtitles | تم العثور عليه في ازدراء لجنة تحكيم كبرى التي لم تعد موجودة. |
Siz, şu anda artık bulunmayan bir şehir tarafından seçildiniz. | Open Subtitles | لقد تم أنتخابكم من قِبل مدينة لم تعد موجودة |
Çünkü bu yaralanma, sinir sistemine o kadar ağır bir zarar verir ki vücudun normal sinir sinyallerini karıştırır ve artık orada olmayan uzuvlarda hisler yaratır. | TED | ولأن هذه الإصابة آذت الجهاز العصبي بشدة، فإنها تشوش الإشارات العصبية الطبيعية للجسم وتخلق أحاسيسَ في أطرافٍ لم تعد موجودة. |
Yugoslavya yok artık, parçalandı. | Open Subtitles | يوغوسلافيا لم تعد موجودة. إنها قد إنهارت. |