Ama ihtiyacım olan bilgiyi vermezsen o adamlara tetiği çekmelerini emredeceğim. | Open Subtitles | ولكن هؤلاء الرجال سيطلقون عليهم النار ان لم تعطنى ما اريد |
Ve bana sonraki saatte işe yarar bir şey vermezsen, seni CTU'ya geri götürüp çatıya zincirlerim, ki lanet şey patladığında en ön sıradan seyredesin diye. | Open Subtitles | وان لم تعطنى شئ يفيدنا في هذه الساعة سراجع بك الى الوحدة واقيدك على السطح وستكون على الخط الامامى عند الانفجار |
Üçe kadar sayıyorum, eğer vermezsen okul üniformanı lime lime edeceğim. | Open Subtitles | أيتها العاهرة الغبية أحقاً ليس معكِ هذا المبلغ؟ إنْ لم تعطنى المال سأعد حتى ثلاثة، سأمزق زيّكِ إلى قطع صغيرة. |
sen bana sadece avukatlık yetkisi vermedin senin kaderinde benim takdirimde bu boş sayfalara ben senin çöküş tarihini yazabilirim, istediğim zaman. | Open Subtitles | أنت لم تعطنى الوكالة فقط لكنك أعطيتنى الورقة الفارغة التى سأكتب عليها قدرك التي يمكن أن أكتب فيها تأريخ سقوطك عندما أحب |
sen bana sadece avukatlık yetkisi vermedin artık saltantının zamanı bitti. | Open Subtitles | أنت لم تعطنى الوكالة فقط لكنك أعطيتنى الأرض التى سيسقط عليها كرسى مادن شوبرا |
Hava kalkanının şifresini vermezsen, | Open Subtitles | إن لم تعطنى الرقم السرى للدرع الجوى |
Bana bombayı vermezsen, şu anda ikinizi de öldürürüm. | Open Subtitles | إن لم تعطنى القنبلة. أقتلكما حالاً. |
200 dolarımı vermezsen, polise onu nasıl aldığını anlatırım ve o da bana ait olduğu için vermeni sağlar. | Open Subtitles | If you don't give me my $200, I'm going to tell a policeman how you got it, ، لو لم تعطنى الـ 200 دولار خاصتى ، سأخبر الشرطى كيف حصلت عليها |
O gece asansörde benim cevaplamama fırsat vermedin. | Open Subtitles | تلك الليلة في المصعد لم تعطنى فرصة لأجيب |
- Kendimi savunmama izin vermedin. - Hiç tanışmadık ki. | Open Subtitles | ـ لم تعطنى الفرصه أبدأ للدفاع عن نفسى ـ أنا لم أقابلك أبداً |
Fırsat vermedin ki! | Open Subtitles | أنت لم تعطنى فرصه يا أوتيس |
Taşıyıcıyı vermedin! | Open Subtitles | لم تعطنى الوعاء |
Bana silah vermedin. | Open Subtitles | لم تعطنى سلاحا |