"لم تكن مضطراً" - Translation from Arabic to Turkish

• zorunda değildin
• gerek yoktu

Ancak bu kadar var. Polisleri çağırmak zorunda değildin.
هذا كل ما لديّ لم تكن مضطراً إلى استدعاء الشرطة إلى هنا

Benim tarafımı tutmak zorunda değildin. Sana pahalıya mal oldu.
لم تكن مضطراً إلى الوقوف بجانبي كانت فعلتك هذه مكلفة عليك

Onun hiçbir alakası... yoktu bunlarla. onu öldürmek zorunda değildin.
لم يكن له ذنب لم تكن مضطراً لقتله

Sağ ol. Buna gerek yoktu.
حسناً , شكراً لك ولكن لم تكن مضطراً لذلك

Bu şekilde bir sarsıntı geçirmemede gerek yoktu.
لم تكن مضطراً لتشعر بالاهانة لم يكن يجب أن أتصرف بوقاحة أيضاً

Bunu yapmana gerek yoktu! Her şeyi mahvetmen gerekmiyordu!
لم تكن مضطراً لفعل هذا لقد دمرت كلّ شيىء

Onu sınır dışı ettirmek zorunda değildin.
لم تكن مضطراً إلى جعلهم يرحّلونها

Yapmak zorunda değildin, yapmayı seçtin.
لم تكن مضطراً لفعله , بل أخترته

Bana bir otel odası tutmak zorunda değildin.
لم تكن مضطراً الى حجز غرفة لى

Bunu yapmak zorunda değildin.
لم تكن مضطراً لفعل هذا

Yani, Bana bunları anlatmak zorunda değildin Sheldon.
(حسناً , لم تكن مضطراً لإخباري بذلك يا (شيلدون

Öldürmek zorunda değildin.
لم تكن مضطراً لقتله

Ona vurmak zorunda değildin.
لم تكن مضطراً لضربه

Onları vurmak zorunda değildin.
لم تكن مضطراً لقتلهم

Buraya kadar gelmene gerek yoktu.
لم تكن مضطراً لتجشّم عناء الطريق إلى هنا؟

Ne dedim ki? Bir şey demene gerek yoktu. Bütün bunlar flört etmektir.
لم تكن مضطراً لقول أي شيء كل هذا النقاش , كان غَزَلاً

Sırf bizimle konuşmak için onlarca valiyi toplamanıza gerek yoktu.
لم تكن مضطراً إلى جمع عشر حكام للتحدث إلى خمسة منا فحسب

Buralara kadar zahmet etmene gerçekten gerek yoktu, Mel. Önizleme başarılı olacak.
لم تكن مضطراً للمجيء يا (ميل)، ستمر تجربة العرض على ما يرام

- Bunu yapmana gerek yoktu. - Haklısın. gerek yoktu ama...
لم تكن مضطراً لفعل ذلك - ... انتِ محقة, لكن -

Dün gece bana bakmana gerek yoktu.
لم تكن مضطراً لرعايتي ليلة أمس.

Çok tatlısın. Bunu yapmana gerek yoktu.
كم أنت لطيف، لم تكن مضطراً لهذا.