"لم نعلم" - Translation from Arabic to Turkish

    • bilmiyorduk
        
    • bilemedik
        
    • bilmiyoruz
        
    • haberimiz yoktu
        
    • haberimiz yok
        
    Nerede, ne zaman ve kimin yöneteceğini bilmiyorduk. Ama bu gün! Ha ha! Open Subtitles لم نعلم أين و متى سيُفتتح، لم أعلم حتى من سيرأسه لكن اليوم..
    Buz kesildim, çünkü O'nun okuması bir yana harfleri söyleyebildiğini bilmiyorduk. "Isaac, Bunu nasıl yaptın?" TED ولقد ذُهلت، لأننا لم نعلم انه يستطيع أن يتهجى وأقل من ذلك أن يقرأ لذلك سألتةُ، كيف فعلت ذلك يا آيزاك؟
    ordan çıkabilip çıkamayacağını bile bilmiyorduk. TED حيث أننا لم نعلم سواء كنا سنقدر على الوصول إلى هناك أم لا.
    Bir gölgenin düştüğünü bilemedik. Open Subtitles لم نعلم بان الغمامة اظلت علينا استعددنا لعيد اخر دون ابي
    İşin zorluğu bu ekstra boyutların şekillerinin neye benzediğini bilmiyoruz. TED التحدي لو لم نعلم هو شكل الابعاد الاضافية
    1 yaşına gelene kadar torundan da haberimiz yoktu. Open Subtitles لم نعلم عن وجود حفيدنا حتى أصبح عمره عاما كاملا
    Bizimle oturup bir içki alır mı diye sorduk. Nişanlı olduğunu bilmiyorduk,değil mi? Open Subtitles ‫ثم طلبنا منها شُرب مَشروباً معنى ‫لم نعلم أن لديها خطيب
    "Nihai Çözüm" hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Open Subtitles الحل النهائي لم نعلم عن الحل النهائي أي شيء
    Geleceğini bilmiyorduk. Neden haber göndermedin? Open Subtitles لم نعلم بأنكم قادمون لماذا لم ترسلوا اي شئ ؟
    Kaçtık çünkü orada kaç kişi olduklarını bilmiyorduk, değil mi? Open Subtitles نحن فقط هربنا لأننا لم نعلم كم عدد المعتدين هناك، صحيح ؟
    İngilizlerin bizi neden esir olarak aldığını bile bilmiyorduk. Open Subtitles لم نعلم على وجه اليقين لمَ أراد البريطانيون احتجازنا
    Hipnoterapist Dr. Fulton'a gidene kadar o gece 9.5 saat boyunca nerede ve kimlerle birlikte olduğumuzu bilmiyorduk. Open Subtitles لم نعلم قبل أن ننصح بالمعالجة بالتنويم المغناطيسي وهنا تذكرنا أين كنا في تلك اليلة في الساعات التسع ونصف ومع من كنا
    Ama, çıkardıkları gazın yanıcı olduğunu bilmiyorduk. Open Subtitles لم نعلم أن الغاز اللذي يطلقونه قابل للإشتعال
    İsmi okunmayana kadar, mezun olamayacağını bilmiyorduk. Open Subtitles لم نعلم بأنه لم يتخرج إلا عندما لم ينادوا باسمه،
    Orada olduklarını bile bilmiyorduk. Open Subtitles خدعناهم للمرة الأولى حتى أننا لم نعلم بأنهم هناك
    Nereye, bilmiyorduk, ama gönderileceğimiz aşikardı. Open Subtitles لم نعلم إلى أين، لكننا علمنا أننا ذاهبون
    Hepsi bana okyanusu gösterdiğin an yıkıldı ve biz bile bilmiyorduk. Open Subtitles لقد كانت مكسورة من الدقيقة التي اخذتي لـ أرىَ المحيط و نحن لم نعلم حتّىَ بذلك
    Ayrıca, aynı yerde iki objenin olacağını bilmiyorduk. Open Subtitles بجانب، أنت تعرف.. لم نعلم بأن هناك مصنوعتين في مكان واحد
    Bu utanç verici, fakat başka ne yapacağımızı bilemedik. Open Subtitles هذا محرج للغاية، لكننا لم نعلم ما الذي نفعله
    Ona ne olduğunu bilmiyoruz. Beraber olacağınızı ümit ediyorduk. Open Subtitles لم نعلم ما حل بك ، هذا ما كنا نتساءل بشأنه
    Bir kaç saat öncesine kadar tehditten haberimiz yoktu. Open Subtitles نحن لم نعلم بالتهديد حتى قبل ساعات قليله
    Belki de uzun süredir bu bağ kopuk ama bundan bizim haberimiz yok. Open Subtitles ربما ربما هذا كان مكسوراً لفترة طويلة ونحن الوحيدين الذين لم نعلم هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more